Kitap kurgusu tamamen bana aittir. Küfür ve şiddet içeren hikayedir.
Bölüm 1.
İyi okumalar dilerim...
Gözlerim çok solgundu. Sadece gözlerim değil, ben çok solgundum. Ben çok yıpranmıştım. Ben ölmek istiyordum artık. Durmaksızın akan göz yaşlarımdan bıkmıştım.
"zırlayıp durma!" diye bağırdı ardımdan sert sesiyle.
Şaşkınlıkla arkama baktım. Yanımda olmasından çok korkuyordum. Başımı biraz duvardan çıkarıp baktığımda gömleğinin düğmelerini iliklediğini gördüm. Ondan nefret ediyordum.
Dakikalarca öptüğü boynum morarmak üzereydi. Elimle boynumu silmeye çalıştım. Canım acıdığında elimi geri çekip suyu açtım.
Yüzümü yıkadım. Ağladığım için yüzüm kızarmıştı. Titreyen ellerimle suyu geri kapattım. Bileklerimi sıkıca tuttuğu için bileklerimde iz çıkmış ve kızarmıştı. Bu hale nasıl geldiğimi bilmiyordum. Ben mahvolmuştum.
Yüzümü tekrar yıkadım. Kendime gelemiyordum. Hâlâ deli gibi titriyor ve korkuyordum. Canım acıyordu. Ne kadar yüzümü yıkasam kendime gelirdim? Gelemezdim. Ben yıllarca kendime gelememiştim.
Kurumuş ve kanamaya başlamak üzere dudaklarımı dilimle ıslattım. Canım acıdığında yüzümü buruşturmuştum. Dilime kan tadı gelmişti. Titreyen ellerimi dudağımın kenarına götürdüm. Sızlamaya başlamıştı.
"çık şuradan!" dedi tekrar sesini yükselterek. Korkuyla kapıya baktım. "şimdi annen gelecek. Senin yüzünden benden kuşkulanıyor kadın."
Dakikalar önce üstümden zorla çıkarttığı hırkamı bana doğru fırlattı. Hırkayı ona karşı olan korkumdan dolayı hızla giydim.
"bana bak," dedi yanıma gelirken. Dudağımın patlamış kısmına yüzünü buruşturarak baktı. Kendi eseriydi. "dudağını sorduklarında ne diyecekmişsin?" dedi cevabı benden bekleyerek. Dakikalar öncesinde cevabı başımı sehpahaya vurarak söylemişti."kapıya çarptım, diyeceğim." dedim kısık sesimle.
"aferin benim kızma," dedi tiksindirici bir şekilde gülerek. "şimdi çık git." dedi.
Aynadaki yansımama son kez baktım. Dudağım kanamaya devam ediyordu. Ondan peçete istemeye bile korkar hale geldiğim için köşedeki çantamın yanına gittim ve eğilip etrafa saçılan eşyalarımı toplamaya başladım.
Bir daha bu kötü anları yaşamak istemiyordum. Hızla eşyalarımı çantama yerleştirdim. Biraz daha ileride, dolabın altında olan peçetemi elime aldım. Çantamı sırtıma atarken doğruldum.
Elimdeki peçeteyi var gücümle sıkıyordum. Sanki acımı bu ufacık peçeteden çıkarıyordum. Kendime olan utancımdan gözlerine bakamazken koşar adımlarla kapıya ilerledim.
Kapıyı hızla açıp bu lanet evden kendimi dışarıya kurtulmak istercesine attım. Gözlerimden yaşlar boşalırken kimse beni fark etmeden koşmaya başladım.
Tüm gücümle ağlayarak koşuyordum. Birkaç kişiye çarpmıştım. Bir yandan da duymadıklarını bilerek kısık sesimle özür diliyordum.
Otobüs durağına geldiğimde yavaşlayıp durdum. Bekleme yerine oturdum. Kimse yoktu. Sessizce ağlamaya devam ettim. Farkında olmadan sıkarak buruşturduğum peçeteyi hâlâ titremekte olan ellerimle açtım. Acımasız bir şekilde kanayan dudağıma bastırdım. Zaten artık acısını da hissetmiyordum.
Çantamı omzumdan indirdim. İçinden cüzdanımı çıkartıp otobüs için parayı elime aldım. Ardından cüzdanımı geri kapatıp çantama attım. Çantamın fermuarını kapatıp omzuma geri aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Teen FictionNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...