Bölüm 3.

541 38 3
                                    

Bölüm 3.

İyi okumalar dilerim...

Kantinden aldığımız tosttan bir ısırık daha alırken arkama yaslanmıştım. Hilal önündeki ders kitabına bakarak yiyordu. Feyza dünya yansa umursamaz şekilde camdan gözüktüğü kadar dışarıya bakıyordu. Yanımda Sıla oturuyordu.

"ay bunlara yurtta da mı yemek vermiyorlar? Buraya doluşmuşlar baksana." dedi Melisa yapmacık sesiyle. Yanımızdaki masaya oturmuştu kız arkadaşıyla.

Gözlerimi devirirken dediklerini  duymazdan gelip, gözlerinin içine bakarak tosttan büyük bir ısırık aldım. Sıla koluma uyarıcı şekilde vurduğunda Melisa yüzünü buruşturmuştu.
"terbiyesiz. Feride abla bunları okula almakla büyük hata yapmış. İnşallah bir gün bursları kesilir de rahatlarız."

Yanındaki kız kaşlarını kaldırdı.
"acıdı işte bunlara. Öyle uzaktan çok masum duruyorlar ya."

Melisa dikkatini benden ayırıp kantine giren Doğan ve Çınar'a sabitledi. Eliyle yanlarına gelmelerini işaret etti. Doğan başka boş masaya ilerlerken Çınar Melisayı görünce kolundan tuttu. Bir şeyler söyleyip Doğanla birlikte Melisaların masasına ilerlediler.

"ay bir bunlar eksikti." dedi Hilal. Daha sonra tekrar kitabına döndü.

Melisa Doğan'ın içine düşmek ister gibi bakıyordu. Doğan onu umursamadan sigara yakınca gözlerim kısıldı.
"tabii," dedi Sıla. "babasının okulu ya istediği gibi davranır." Çiğnediğim lokmayı yuttum.

"yok be!" dedi Hilal. "o her yerde içer. Ben onda o potansiyeli gördüm. Psikopatın teki, geçen gün bahçede herkesin içinde bir çocuğu öldüresiye dövdü. Bu geri zekalı Melisa da çok büyük bir bok yapmış gibi havalanıyordu."

Feyza kaşlarını kaldırdı.
"bizim yurdun karşısındaki kafeteryada da çok kavga ettiğini gördüm ben." umursamazca omuz silktim.

Tostumu bitirmiştim. Melisa bana bakarak yanındaki kızla konuşuyordu. Elimdeki tostun peçetesini gözlerinin önünde buruşturdum ve yere attım.

Melisa'nın ağzı şaşkınlıkla açılırken Çınar attığım peçeteye bakıyordu. Doğan bitirmiş olduğu sigarasını umursamazca masada söndürdü. Ardından bana doğru dönüp çenesiyle attığım peçeteyi gösterdi.
"al onu." dedi düz sesiyle. Onu sinirlendirmiştim.

Kaşlarımı kaldırdım.
"almıyorum. Ne yaparsın? Döver misin?" kantindeki çoğu kişi bize bakıyordu.

Dişlerini sıktığını çenesini seğrediğinden anlamıştım.
"yok," dedi gözlerini kısarken. "ama inan bana daha beterini yaparım."

"çok korktum." dedim ve ayağımın dibindeki peçete çöpünü ayağımla ona ittim.

Kollarımı göğsümün altında birleştirirken gözlerimi ondan ayırdım.
"dönün lan önünüze!" sert sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi ona çevirmemiştim ama bana baktığını hissediyordum.

Herkes önüne dönmüştü.
"sakin olsana canım," demişti Melisa. Gözlerimi devirirken alayla güldüm. Bu kızın saçından tutup tüm okulda sürüklemek istiyordum. "bırak sen onu." demişti.

"bu hallerini söylesene oğlum annene," dedi Çınar. "burslarını kessin de siktir olup gitsinler." Hilal bu defa gözlerini devirdi.

"ben onları gitmekten daha beter yapacağım merak etme. Kendileri bu okuldan kaçmak isteyecekler. " dedi Doğan.

"he he." dedi Feyza ayağa kalkarken. "bunları hiç çekemiyorum ya, ben sınıftayım." dedi. Başımı salladım.

Gözlerini hâlâ üstümde hissettiğimde başımı o tarafa çevirdim. Hislerim beni yanıltmamıştı, şu anda dik dik bana bakıyordu. O an güldüm.

DİLHUN (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin