Bölüm 13
Evden çıkar çıkmaz karşıdaki binanın merdiveninde oturan Doğan'ı gördüm. Koluyla ilgileniyordu.
Yavaş adımlarla ona doğru ilerledim. Merdivenin başına geldiğimde kolundaki kanı görmemle dişlerimi sıkmıştım.
"pisliksin! Dövdün mü adamı?" dedim sinirle.Başını kaldırıp bana baktı.
"hani yardım edersen sikec-""yardım etmedim ki aptal." dedim devam etmemesini sağlayarak.
Sustuğunda bir adım daha atıp eline baktım. Eklem yerleri kanıyordu.
"nerede adam?" diye sordum."mezara soktum." dedi düz sesiyle. Kanayan elini kot pantolonuna sürttü fakat hâlâ kanamaya devam ediyordu.
Dişlerimi sinirle sıktım. Arkamda duran motosiklete kısa bir bakış atarken derin bir nefes aldım ve yavaş adımlarla eve geri ilerledim.
Kapıya sinirle vurdum. Kapıyı birkaç saniye sonra annem açmıştı. Gülümsemeye çalıştım.
"anne bana tendürtüyöt ve pamuk verir misin?" diye sormuştum. Ah şu söz geçiremediğim iyi tarafım...Annem kaşlarını çattığında açıklama yapmak zorunda hissettim bir an.
"şey... Mahallede bir çocuk yere düşmüş de dizi çok kanıyor."Başını mahalleye bakmak için çıkarttığında hızla önüne geçmiştim.
"az önce çocuğu yerden kaldırdım. İstesen de göremezsin. Hem sen bana inanmıyor musun?" diye sormuştum. Cevabı biliyordum. Bana güvenmiyordu.Başını salladı. Hiç inandırıcı değildi. İçeri girdiğinde ayağımı ritim şeklinde yere vurup onu beklemeye başlamıştım.
Birkaç dakikaya annem elinde isteğim gibi tendürtüyöt ve pamukla gelmişti. Elinden pamuğu ve tendürtüyötü bir de ben istemediğim halde getirdiği sargı bezini aldım.
"teşekkürler." dedim. Annem beni yetimhaneye bıraktığı günden sonra nedense onunla yabancı biriymiş gibi konuşmaya başlamıştım. Davranışlarım da o şekildeydi.Annem bir şey demeden sadece başını sallamakla yetinip kapıyı kapattığında onun da bana yabancılaştığını anlamıştım. Aslında önceden beri biliyordum. Hiçbir anne kızına yabancı olur mu, hem annesi suçluyken?
Derin bir nefes alıp arkama döndüm. Bana anlamsız ve çatık kaşlarla bakan Doğan'a ilerledim. Merdivende yanına oturdum. Çıkarttığı sigara paketini elinden alıp geri merdivene koyarken benim de elime kan bulaşmıştı. Sinirle oflayıp tendürtüyötü eline tutuşturdum.
"başlatma şimdi sigarana! Sür şunu zıkkımı eline." dedim sinirle."hani yardım edersen sikec-"
"yardım etmedim Doğan! Sadece malzeme verdim. Sen kendi kendine yardım edeceksin."
Elimdeki pamuğu aldı. Tendürtüyötü pamuğa döktü. Diğerki eliyle pamuğu tutarken kaşları çatılmıştı. Derin bir nefes alıp bana döndü.
"tersime geliyor." dedi dişlerinin arasından.Omuz silktim.
"bana ne."Pamuğu merdivene bıraktı. Hâlâ kanamakta olan elini tekrar pantolonuna sürtelediğinde gözlerimi devirmiştim.
"sürmüyorum O zaman.""sürme o zaman." dedim onun gibi.
Doğan'ın telefonu çaldı. Telefonu açıp kulağına tuttuğu sırada eğilip pamuğu elime almıştım.
"söylediklerim geçersiz bir kere tamam mı?" demiştim kanlı elini elimin arasına alırken.Sanki telefonla konuşmuyormuş gibi tüm dikkatini bana vermişti. Gamzelerini ortaya serecek şekilde gülümserken biraz bana yaklaşmıştı. Kanlı elini umursamadan elimi sıktı. Acımıyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...