Bölüm 35

242 27 3
                                    

Bölüm 35

Elimdeki basket topunu sinirle kafama atan geri zekalı çocuğa fırlattım. Top çocuğun yüzüne geldi. Çocuk dengesini sağlayamayıp topu tutamazken, ayaklarının önüne kadar gelen topu alan Doğan hiç düşünmeden tekrar çocuğun kafasına fırlattı topu.

Çocuk kaşlarını çatarken Çınar çocuğa ilerleyen Doğan'ın kolundan tutup durdurmuştu.
"oğlum tamam sakin ol," dedi sırıtarak. Bir yandan da bana bakıyordu. "niye bugün bu kadar sinirlisin sen?"

Doğan Çınar'ın tuttuğu kolunu sinirle çekti.
"sana ne amına koyayım." diye mırıldandı sinirle.

Sılayla duymadığın şekilde konuşan Gökhan bakışlarını Doğan'a sabitledi. Çınar hâlâ yerinden kalkmayan çocuğun karşısına geçip elini uzattı. Sözde iyilik kuşu! Ay götüm.

Çocuk Çınar'ın elinden tutarak kalktı. Bana kaydı gözleri.
"özür dilerim." dedi umursamaz ses tonuyla. Kabul falan etmiyordum.

Duymazdan gelerek gözlerimi yanımdaki Hilal'e çevirdim. Aramıza katılıp bizimle voleybol oynayan Melisa topu Feyzaya atmıştı.

"seneryoyu kurdunuz mu?" diye sordu.

"evet." dedi Feyza topu bana atarken. Topu alıp sert şekilde Melisaya fırlattım.

Topu yakalaması beni şaşırtmıştı. Hilal'e attı. Hilal Feyzaya atarken gözlerim bir anlık Akın'a kaydı. Doğan'ın sektirerek götürdüğü topu almaya çalışıyordu.

Alamadı. Doğan potaya topu soktu.

Kızların arasından çıktım. Yavaş adımlarla Doğan'ın yanına ilerledim. Çınardaki gözleri beni bulurken kaplumbağadan yavaş yürüdüğümü fark edip biraz hızlandım.

"gelsene bi." dedim.

Kaşları çatılırken benim aksime iki koca adımda dibimde bitmişti.
"ben de oynicam." dedim.

Kaşlarını daha da çattı.
"olmaz."

"olur. Sana soranda kabahat!" dedim sitemle.

Kolumdan tutarak gitmemi engelledi.
"sen hayırdır ya?" dedi hafif sinirli çıkan sesiyle. Kaşlarım çatıldı. "benim alanıma benden izinsiz giriyorsun. Ben izin vermeden o basket topuna dokunamazsın." dedi.

Kolumu elinden çektim ve başımı dikleştirdim.
"o zaman o basket toplarını götüne sok." dedim dişlerimin arasından.

Arkamı döndüm ve sinirli adımlarla hocayı umursamadan spor salonundan çıktım. Bugün zaten özel günümde olduğum için yeterince sinirliydim! Doğan piçlik yaparak daha da sinirimi bozuyordu.

Merdivenlerden hızlı hızlı çıkarken arkamdan gelen benim gibi ayak sesleri duyduğumda peşimden geldiğini anlamıştım.

"dursana bi." dedi nefes nefese.

Durdum. Aniden durmamla çarpışmıştık. Umursamadan bir tık merdiven daha yukarıya çıktım. Benim gibi bir tık daha çıkınca gözlerimi devirdim. Aynı basamaktaydık.

"ne var?" diye sordum.

"çok mu oynamak istiyorsun?" diye sordu.

"artık istemiyorum." dedim.

"of... Menekşe," dedi sıkıntıyla nefesini verirken. "beni neden anlamıyorsun sen?"

Gözlerimi kıstığımda dişlediği dudağını serbest bıraktı.
"iyi tamam. Diğerki ders beraber ineriz, sadece ikimiz oynarız."

"sadece ikimiz derken?" diye sordum hafif şaşkınlıkla.

"tabi sadece ikimiz," dedi. "kendine güveniyorsan zaten benimle oynarsın."

DİLHUN (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin