Bölüm 37
Doğan hızlı adımlarla bana ilerledi. Gözlerimi devirdim. Daha da hızlı ilerlerken kolumdan sıkı şekilde kavradı.
"bence yeter bu kadar tirip."Ona doğru döndüm sinirle.
"ne tiribi Doğan!" dedim sinirle. "ben seni tirip atacak kadar önemsiyor muyum sence?" kolumu sinirle elinden çektim.Yüz ifadesi çok ciddi ve sinirli duruyordu.
"senin beni," dedi yüzüme eğilip teker teker söyleyerek. "önemseyip önemsememen inan bana sikimde değil! Ben seni önemsiyorum... Gerisi umrumda değil.""şov yapma bana!" dedim dişlerimin arasından.
"siktirme bana şonu! Ne şovu amına koyayım ya?! Şov yapar gibi halim var mı?" dedi tekrar bağırarak.
"doğru," dedim başımı dikleştirerek. "daha çok şerefsiz bir halin var!"
"siktir!" dedi arkamızdan kahkaha atan Çınar.
"sussana oğlum." dedi yanındaki Gökhan uyarı dolu sesiyle.
Gözlerim Çınar'a kaydığında resmen gülmekten yerlere yatacak gibi hali olduğunu gördüm.
"oğlum," dedi zor zor. "tutamıyorum ki kendimi."Doğan sinirle gözlerini yumdu.
"kestirme bana sesini Çınar." dedi dişlerinin arasından.Çınar gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdığında Gökhan yaslandığı duvardan doğruldu birşey demeden Çınar'ın yanından ayrıldı.
"bir daha da şöyle sürekli peşimde dolanma. Sinirim bozuluyor." dedim yanından geçmek için bir adım atarken.
"benim de böyle davranman sinirimi bozuyor ama ben birşey yapamıyorum işte." dedi önüme geçip yolumu keserek.
"çıksana! Bir tane çarparım sümük gibi yapışırsın Doğan." dedim dişlerimin arasından.
"ya anlamıyor musun sen?" dedi sitemle.
"anlamıyorum!" dedim bağırarak.
"lan aşığım sana!" resmen sesi okulda yankı yapmıştı.
Bağırdığı için Şaşkınlıkla kalakaldığımda Çınar'ın da benden farkı yoktu. Bunu demesini ikimiz de beklemiyorduk.
Bize dikkatini veren kişilere baktım göz ucuyla.
"dönün önüze!" dedi Doğan aynı siniriyle bize bakan kişilere bağırarak.Ardından sinirli bakışları beni buldu. Zorla güzellik olmaz be koçum.
Bir süre derin nefes aldı... Sakinleşmeye çalışır gibiydi. Gözlerim sıktığı yumruğuna kayarken Çınar'ın arkamdan tüğdüğünü de anlamıştım. Korkak.
Tam sakin olmasını söylemek için ağzımı açacaktım ki sözümü kesti.
"sakinim..." dedi kısık sesiyle. Daha çok kendisini uyarır gibiydi.Yumruk yaptığı elini gevşetti. Çekmemden korkar gibi titreyen elini elimin üstüne koydu.
"harbiden sana çok aşığım." dedi ciddi ses tonuyla.Elimi geri çekmedim. Gözlerimi kaçırdım.
"resmen beni sevmen için yalvaracak hale geldim..." dedi hâlâ inatla gözlerime bakarken. "ya sevmesen de olur, iki gün önce nasılsa öyle olalım. Sen yokken ben kendimi hiç gibi hissediyorum.""neden? Ben senin yakının falan da değ-"
"öylesin." dedi sözümü keserek.
"ya neden ben?" dedim sesimi yükseltmemek için kendimi zor tutarken.
Tam konuşacakken tekrar edebiyata bağlamaması için bu dafa ben sözünü kestim.
"yakışıklısın. Şanslısın çünkü etrafında birsürü kız var ve hepsi o kadar güzel ki... Doğan neden o kadar güzel ve kusursuz kız varken gelip bana takılıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...