Bölüm 18
"senin sesine ne oldu?" dedi Doğan yaslandığı yerden doğrularak sıraya eğilmişti.
Gömdüğüm sıradan başımı kaldırmadım. Başım feci şekilde ağrıyordu. Halsizdim.
"ne olmuş sesime?" diye sormuştum. Sesimin gittikçe kısıldığını ben de biliyordum. Salağa yatmak hoşuma gidiyordu."dün ben sana saçlarını kurut demiştim." dedi hatırlatma yaparak.
"kurutmadım." dedim ona inat.
"iyi bok yedin amına koyayım. Şimdi daha mı iyi oldu?" dedi sesine yansıyan hafif sinirle.
"ya, sa na ne!" dedim sinirle kafamı sıraya vururken. Tüm sinirimi yine kendimden çıkarıyordum.
"kızdırma şu vahşiyi." dedi Çınar kendi sırasından doğru. Karnım çok şiddetli ağrımasaydı azına doğru bir tane geçirirdim ama kafamı kaldıracak halim yoktu.
"o amcık azını siktirme bana Çınar." dedi Doğan dibinden çıkan sesiyle. Sinirli soluğum beni terletti.
"doğru değil mi oğlum? Senin bu sevgilin vahşi."
"sevgilim olduğu doğru olabilir ama vahşi konusuna girmeyelim. Geri çıkamazsın." dedi üstünlük taslayan sesiyle. Bana inat konuşuyordu.
Başımı sinirle kaldırdım.
"başlatma sevgiline! Siktirin gidin ya." dedim sinirle."azıcık değer bil." dedi Melisa ön sıradan.
Sinirle Doğan'ın önüne ittirmiş olduğum kalemliği aldım ve ona fırlattım. Melisa şaşkınlıkla başını sağa çektiğinde kalemlik yere düşmüştü.
"istemiyorum kimsenin değerini! Sen al, çok meraklısın ne de olsa." dedim imalı ses tonumla.Melisa göz ucuyla Doğan'a baktı.
"ne alakası var şimdi? Sus! Benim kimseden değer istediğim yok." dedi Doğan'ı sevdiğini gizleyerek, ayrıca Doğan'ın bundan haberinin olmasını es geçti.Ön sırama geçen Sıla elini fırsat bilip alnıma yerleştirdi. Kaşlarım çatılırken şaşkınlıkla konuşmaya başladı.
" senin ateşin var. Hocadan izin alıp seni yurda götürelim."Yanında oturan Hilal benim konuşmama izin vermeden konuştu.
"tabii ben demiştim! İtiraz edip yine geldin."Feyza sessiz bir şekilde yüz ifademi inceliyordu.
"tamam." dedim ayağa kalkarak. Çünkü gerçekten kendimi kötü hissediyordum.Benimle birlikte ayaklanan Doğan'a kötü bir bakış attım.
"peşimden gelirsen-""ne yaparsın?" diye sordu lafımı keserek.
"özel yerine bir tane geçiririm çocuğun falan olmaz!" dedim sinirle bağırarak.
Doğan gülmeye başladı.
"niye? Sen çocuğumuzun olmasını istemez misin?" Çınar ooooo gibi garip sesler çıkarmaya başlayınca sınıfta aynı şekilde bağırmaya başladı.Çantamı sinirle omzuma attığımda Melisa'nın kıskançlıktan çatlamak üzere olduğunu görünce Doğan'a döndüm.
"Doğan bak ne diyeceğim, senin şu arkadaşın Melisa var ya! Çocuğunun olmasını en çok isteyen kişi. Benden bir şey bekleme. O çok istekli bence."Melisa bana şaşkınlıkla bakarken sınıfın kapısına ilerledim.
"Doğan'ın sevgilisinden bir top geldi! Melisa tutmak ister misin?" diye sordu sınıftan birisi.Gülerek Arkama döndüm.
"tutamaz, çünkü Doğan'ın hiçbirşeyi olmayan Menekşe topu kafasına attı." dedim alayla.O sıra arkamdaki Hilal kahkaha atmıştı.
"ağladıktan sonra kayıtlara geçecek... Beklemede kalın." dedi eğlenen ses tonuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Dla nastolatkówNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...