Bölüm 32
"artık 18 yaşınıza geldiniz!" diye bağırdı Fatma müdür. Başımı eğdim. "artık yurtta kalamazsınız."
"nereye gideceğiz? Paramız mı var!" dedi Hilal. Sadece sustum. Boş gözlerle yeri izledim.
"ne yaparsanız yapın!" dedi.
"sen," dedi eliyle beni gösterirken. "seni annen kendi elleriyle bırakmıştı zaten. O eve geri dönebilirsin, bak gördün mü ne kadar da şanslısın!" oruspu karı. elimi öyle sıkmıştım ki tırnaklarımın acısını hissetmiyordum.
Eve gidemezdim.
Ben o eve gidip eskiden yaşadıklarımı tekrar yaşayamazdım... Ben tekrar o korkularla yüzleşemezdim. Ben tekrar korkarak banyo yapmak istemiyordum... Ben tekrar dolabın içine saklanmak istemiyordum.
"Fatma Hanım," dedi Beyza Hanım araya girerek. "bari ev bulana kadar yurtta kalsın kızlar. Ev bulamazsalar ne olacak?"
"ben bu yalanlara artık kanmam! Kaç aydır böyle yalanlarla yurtta kalıyorlar. Yeter artık." dedi sinirle. Ardından kendi koltuğuna oturdu.
"işlemleri yapıp yurttan çıkaracağım. Gidin valizinizi toplayın, sonra ne halt yersen-"
"sen nasıl bir insansın ya!" dedi sinirle Hilal.
"ona insan demek diğerkilere haksızlık." dedim.
Kaşlarını çattığında odasından çıkmıştım. Eve gidemezdim. Gerekirse dışarıda yatardım ama asla o eve gitmezdim.
"edepsizler." dediğini duydum arkamızdan.
"asıl sizin yaptığınız edepsizlik." dedi Beyza Hanım.
Odaya geçtim.
"ne olursa olsun birbirimizden ayrılmayacağımıza söz vermiştik!" dedi Feyza.Sıla kaşlarını çattı.
"tabiki de ayrılmayacağız." dedi."sen o eve dönecek misin?" diye sordu Hilal.
"asla." dedim.
"kızlar!" dedi arkamızdan odaya giren Beyza Hanım. "gurur falan yapmayın sakın, toplanın benim evimde kalın." dedi bir anda.
Hilal çatık kaşlarını daha da çattı.
"siz evli değil misiniz?""ay yok canım." dedi Beyza Hanım.
Hiç gurur yapacak halim olmadığı için ayaklandım.
"çok ısrar ettiniz madema," dedim. "rahatsız olmayacaksa-""rahatsız olsaydım çağırmazdım." dedi doğru şekilde. Başımı salladığımda kızlar bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"başka çaremiz yok... Hadi hazırlanın." dedim. Hepsi de dolaplarının önüne geçtiler hızla.
Sılayla aynı olan dolabımdan zaten iki parça olan kıyafetlerimi çıkarttık. Daha küçüklükten kalan kırmızı valizimi elime aldım. Gülümsedim. Babamla beraber almıştık valizimi çocukken. Unutulmayan anı... Mutlu anı.
Katlı olan kıyafetlerimi zorlanmadan valizime yerleştirdim. Komidinin üstündeki telefonumu elime aldığımda mesaj geldiğini gördüm.
Doğan: tüh ya bugün okul da yok. Seni göremeden geçireceğim koskoca iki gün var.
Doğan: kızma ama birşey demem lazım. Yanıma gelsene.
Siz: sebep?
Doğan: özledim?
Siz: avucun var ya
Doğan: evet.
Siz: aç da yala.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Teen FictionNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...