Bölüm 2.
İyi okumalar dilerim..
"kızlar kalkın!" diyordu Sakine abla bağırarak.
Kaşlarım çatılırken başımı gömdüğüm yastıktan kaldırdım. Feyza oflayarak sinirle yüzünü kapattı.
"hay ben var ya! Alarmı kurmayı unutmuşum, kalkın geç kalacağız!"Oflayarak yattığım yerden bıkkınlıkla doğruldum. Sıla birbirine girmiş saçlarını eliyle düzeltmeye çalışırken söyleniyordu.
"Şu okuldan da içindekilerden de nefret ediyorum ya!" dedi sinirle. Ben okulu beğenmiştim, fakat içindekilerden nefret ediyordum. Hepimiz onlardan nefret ediyorduk.Gözlerimi kaşıyordum. Hilal çoktan kalkmış ve formayı giymişti. Kısa olan eteği çekmeye çalışıyordu.
"başlayayım ben bu okulun formasına!" dedi sinirle. Bir yandan da tekrar uyuklayan Feyza'yı uyandırmaya çalışıyordu.Sılayla aynı olan dolabımıza ilerledim. Kapağı açıp Sakine ablanın yeni ütülemiş olduğu formamı koluma astım. Ardından Sıla'nın da formasını alıp ona uzattım.
Sıla gülümserken formayı elimden aldı.
"teşekkürler." demişti üstündeki geceliğini çıkartırken.Başımı sallamakla yetinirken dolabın kapağını örtüp kendi üstümdeki kıyafetleri çıkartmaya başladım. Kıyafetlerimi çıkarttıktan sonra üstüme formamı giydim.
Eteğin kısalığı benim de hoşuma gitmezken beyaz okul forması gömleğinin fazlalık kısımlarını eteğimin içine sokmuştum.
Okul çantamı yatağın üstüne koyduktan sonra dolabın önündeki aynanın karşısına geçtim. Dağılmış turuncu saçlarımı elimle düzeltmeye çalışırken Sıla elinde tarakla gelip bana uzatmıştı.
Tarağı elinden alıp upuzun saçlarımı taramaya başladım. Taradığım saçlarım belime gelişigüzel, dümdüz yayılmıştı. Saçlarımın bu hali hoşuma gidiyordu. Elimle kahküllerimi ortadan ayırıp iki yanıma aldım. Mavi iri gözlerim aynadaki yansımamda gezindi. Her zamanki gibiydim. Hayattan bıkmıştım. Ölmek için fırsat arayan birisi için hayat nasılsa benim için de öyleydi.
Derin bir nefes alırken aynadan ayrıldım. Ben çantamı omzuma aldığımda kızlar da benim gibi hazırlanmıştı.
Birlikte odadan çıktık.
"of yemekte yiyemeyeceğiz şimdi, geç kaldık." dedi Hilal söylenerek.Feyza umursamazca omuz silkti.
"okulda yeriz artık, yapacak birşey yok." dedi.Merdivenlerden inerken Beyza Hanımla karşılaşmıştık. Bize gülümsedi.
"günaydın kızlar! Bakıyorum da, fazla uyanamamışsınız." gözleri üstümüzde gezinirken gülmüştü."vallaha bana hiç gün aymadı! Böyle giderse de ayacağı falan yok." dedi Hilal. Sıla ona katılıp başını sallamıştı.
"umarım," dedi gözlerimize umutla bakarken. "kavgasız, atışmasız güzel bir gün geçirirsiniz okuldaki arkadaşlarınızla."
Sıla gözlerini devirdi.
"onlar bizim arkadaşımız değil."Beyza Hanım kınayıcı bir bakış atarken bizi son defa uyarıp odasına geçmişti. Hızlı adımlarla yurttan çıktık.
Bizim gibi çoğu kız da okula gitmek için dışarıya çıktığı için Fatih abi kapıyı açık bırakmıştı. Ama gözlerini hiç kapıdan ayırmıyordu.
"günaydın Fatih abi!" dedi Sıla gülümseyerek.
Fatih abi başını sallarken o da aynı şekilde gülümsemişti. Gözleri benim yüzümde daha çok geziniyordu. Dünkü halimi unutmadığı açıktı.
"size de günaydın kızlar." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilNefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; dört odalıdır, bu dört odayı da köpekler gibi aşık olduğu kadına açan Doğan Akgün ve mutlu sonları se...