Eski kitleye ulaşamıyorum </3
Lütfen her ne zaman okuyorsanız yorum yapın ki sizin düşümceleriniz hakkında bilgi sahibi olabileyim <3 Her neyse keyifli okumalar dilerimm<33Büyük salona gelince profesörlerin karşısına geçtik. Seçmen şapka her yıla özel olan şarkıyı söylemeye başlamıştı.
Bu şapka, dersiniz, çirkin mi çirkin!
Ama öyle hemen karar vermeyin.
Toz olurum varsa benden güzeli,
Eşsizim kendimi bildim bileli.
Ne kasket dinlerin ne de silindir,
Şampiyonluk kaçmaz, hep bana gelir.
Hogwarts okulunda Seçmen Şapka’yım,
Her gün, her ay, her yıl başka başkayım.
Karşımda şöyle bir ürperin biraz
Dünyada hiçbir şey gözümden kaçmaz.
Eğer geçirirsen beni başına
Gideceğin yeri söylerim sana.
Seni Gryffindor’a yollarım belki,
Zamanla olursun aslanın teki,
Yiğittir orada kalan çocuklar,
Hepsinin yüreği, nah, mangal kadar.
Belki de düşersin Hufflepuff’a
Haksızlığı hemen kaldırıp rafa
Adalet uğruna savaş verirsin
Her yere mutluluk götürmek için.
Ravenclaw kısmetin belki,
Oradakilerin hiç çıkmaz sesi,
Mantıktır onlarca önemli olan,
Öyle kurtulurlar tüm sorunlardan.
Düşersin belki de Slytherin’e sen,
Bir başkadır sanki oraya giden,
Amaçları için neler yapmazlar
Açıklasam bitmez sabaha kadar.
Giy kafana beni! Çekinme sakın!
Birinci koşul bu: Korkmayacaksın!
Hiç kimseye gelmez kötülük benden,
Şapkalar içinde en uysalım ben.Sıra bina seçimlerine gelmişti. Profesör McGonagall eline seçmen şapkayı aldı ve elindeki perşomenden ilk ismi yüksek sesle okudu. "Hermonie Granger!" Hermonie ilerlemeye başladı. Tedirgin duruyordu. İlk seçilen olmaktan memnun gibi görünmüyordu.
Oradaki tahtadan yapılmış tabureye oturdu ve şapkanın kafasına konmasını bekledi. Şapka kafasına konduğu anda konuşmaya başladı.
"Gerçekten çok akıllı ve cesursun. İki binaya da uygunsun. Hmm... Seni nereye koysak acaba, evet evet, tamam. Buldum! GRYFFİNDOR!"
Eğer Ravenclaw olsaydı gelecek çok fazla değişirdi. Ama Harry'e daha kolay yardım edebilirdim. Bu benim için iyi mi olmuştu kötü mü emin değildim. Onu boş verdim ve tabureye oturan 2. kişiye baktım. Draco Malfoy. Şapka benimkine benzer sarı saçlara deydiği anda SLYTHERİN diye bağırdı. Herkesin beklediği bir şeydi. Bir Malfoy'un başka bir binaya seçilmesi o soya yakışmazdı zaten. Sıradaki kişi Ronald Weasley'di. Diğerleri gibi tabureye oturdu ve seçmen şapka konuşmaya başladı. "HAH! Bir Weasley daha! Seni nereye koyacağımı çok iyi biliyorum. GRYFFİNDOR!" Ron rahatlamış bir edayla sandalyeden kalktı ve alkışlarla Gryffindor masasındaki yerini aldı.
Birkaç kişi sonrasında sıra Harry'e gelmişti, gergin olduğu her halinden belli oluyordu. Elimi omuzuna koydum ve "senin için en iyisi olacağından eminim seçmen şapka asla hata yapmaz" dedim hafif bir gülümsemeyle. Oda karşılık olarak gülümsedi ve ilerleyerek tabureye oturdu. "Hımm çok cesur olduğunu görüyorum. Seni ne yapsak acaba?" Harry gözlerini kapatıp bir şeyler fısıldamaya başladı. Diğerleri anlamasada ben ne dediğini biliyordum. Art arda "lütfen slytherin olmasın" diyordu. Şapka Harry'nin söylediklerine karşı sesli şekilde konuştu. "Slytherin olmasın ha? Ama orada çok iyi şeyler başarabilirsin, biliyorsun." Harry aynı şeyleri tekrar etmeye devam etti "slytherin olmasın, slytherin olmasın, slytherin olmasın..." şapka "peki öyleyse GRYFFİNDOR!" Oda alkışlar eşliğinde gryffindor masasına ilerledi ve oturdu.
McGonagall'ın okuduğu isimle bana döndüler. Melanie Lilian Rowling rahat ve zarif şekilde ilerledim ve tabureye oturdum. Masalara şöylesine bir göz attım. Kafama şapkayı taktıklarında seçmen şapka hmm dedi. Bende o sırada olmak istediğim binayı düşündüm. Gryffindor... Aslında tamamen Slyterin'e aittim. Gryffindor'daki insanlar gibi aptal cesaretine sahip değildim. Cesurdum ama zekamı kullanarak işin içinden sıyrılmak benim daha çok işime gelirdi. Kendim dışında kimse için fedakarlık yapmazdım. Sonuçta ben fedai değildim. Bencil bir insandım. Ayrıca hırslıydım da, eğer bir şeyi kafama koyduysam onu yapmadan asla durmazdım. Slytherin'i seviyordum ve tüm kalbimle olmak isteyeceğim bina orasıydı fakat Slyterin'e seçilirsem kimse bana güvenmezdi, tamam güvenmemeleri de gerekirdi zaten ama bunu onların bilmelerine gerek yoktu. Bu yüzden Gryffindor olmak istiyordum. Şapka umarım istediğimi gerçekleştirirdi. Şapka tekrar hmm dedi. Benim aklımdan geçirdiklerimi tartıyordu büyük ihtimalle. Yaklaşık 5 dakikadır hiçbir şey demeden sadece bekliylordu. Çoktan masalar arasında fısıltılar dolaşmaya başlamıştı. Kimse Seçmen şapkanın bu kadar süre sessiz kalmasına alışkın değildi sonuçta.
Sonuda şapka "Madem öyle istiyorsun, GRYFFİNDOR!" Diye bağırdığında şaşıranlar olmuştu. Çoğu benim Slytherin ya da Ravenclaw olmamı bekliyordu. Gözlerim sinsilikle parladı, hafifçe gülümseyerek Gryffindor masasına gittim. Slytherin masasındaki birkaç kişiden duyduğum kadarıyla benim o masada olmam gerektiğini konuşuyorlardı. Gryffindor masasındakilerle el sıkıştım ve tebrikleri kabul ettim. Harry onunla aynı binaya seçilmeme sevinmiş gibi görünüyordu.
Öğretmen masasına baktığımda Profesör Snape'in çenesini kaşıyarak bir şey düşündüğünü, Profesör Quirrell'ın ise arada bir bana bakarak zavallı adam rolüne devam ettiğini fark ettim. Bu hali yüzümde alaycı bir ifadeye neden olmuştu. Son sahneyi hatırladım. "Kimse zavallı, kekeme ve korkak bir profesörden şüphelenmez" haklıydı. Kimse şüphelenmez...
***
Ziyafette biraz Harry ile sohbet etmiştik. Yemek süresi dolduğunda bölüm başkanlarını takip ederek merdivenlere gelmiştik. Hareketsiz duran soylu insanların tablolarına selam verdiğimde 1. sınıflar bana garipçe bakmıştı ama tablolarda bana selam verdiğinde "tablolar hareket ediyor" "vay canına" "şunlara bak" gibi şeyler söylediklerini duymuştum. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorlardı. Şişman leydi tablosunun önüne geldiğimizde kadın "parola lütfen," dediğinde Percy "caput draconis" dedi ve tablo açıldı. İlerlediğimizde bizi Gryffindor ortak salonu karşıladı. Fazla sevememiştim. Ama diğerleri çok sevmiş gibi duruyordu. "Erkekler yatakhanesi yukarda, solda ; kızlar yatakhanesi aynı yerde, solda." diyerek odalara yerleşmemizi istedi.
Bunu zaten biliyordum bu yüzden oradan hızlıca uzaklaştım ve odama girdim. Bu oda benim eski odamın yarısı kadardı ve 3 yatak vardı. Tanrım. Bu küçücük odada ne yapabilirdim ki? Bunu boşverdim ve benden önce gelen eşyalarımdan defter ve kalem çıkararak Harry Potter ile ilgili bildiğim her şeyi deftere yazmaya başladım. Hiçbir ayrıntıyı unutmamalıydım. Bunun riskinin farkındaydım. Bu yüzden yazıları uzun zaman önce oluşturmuş olduğum alfabeye göre yazmaya dikkat ediyordum. Yazıları sadece ben okuyabilirdim.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra felsefe taşı filminde bildiğim her şeyi yazmayı bitirmiştim. Her şeyi 1 günde yazamazdım ama elimden geleni yapacaktım. Her ne kadar başka alfabe kullanmış olsam da kendimi garanti altına almak adına defteri mühürlemeliydim ama çok fazla büyü bilmiyordum. Bildiğim ve kırılması zor bir mühürü deftere uyguladıktan sonra uyumaya hazırdım. Bu mührü bir öğretmen kırabilirdi ama 11 yaşında öğrencilerin kırabileceğini pek sanmıyordum. Hermonie ve tanımadığım bir kızla aynı odada kalıyordum. Saat geç olmuştu. O yüzden defteri de sakladım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Yarın zor bir gün beni bekliyordu...
(Gryffindor ortak salonu)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Diamond
Fanfiction*Harry Potter Kurgusudur.* "Zihnine giremiyorum. 11 yaşında bir çocuğa göre çok güçlüsün. Seni müritlerimden biri olarak görmeyi çok isterdim" dedi tıslayan bir edayla. Zihnimi okuyamamasına şaşırmıştım ama belli etmedim. "Hmm... Bilemiyorum, bana...