BD 23.Bölüm

835 110 15
                                    

Kız bugün kendini enerjik hissediyordu. Tanıdığı herkesle arasını iyi tutmaya devam ediyordu. Hastane kanadından ayrıldığında profesörlerle de biraz konuşmuş onlara sorular sormuştu. En son McGonagall ile arası çok iyi olmasa da -son yaptığı hareketten sonra normal- diğer profesörlerle hâlâ arası iyiydi. Profesör Snape'le bile konuşacak bir şeyler bulabiliyordu. İksir dersine ve karanlık sanatlara ilgi duyması da işini kolaylaştırıyordu.

Bugünü çalışmak yerine ilişkilerini geliştirmek üzerine harcamak istiyordu. Okuldaki kritik kişilerle arasının hâlâ iyi olduğundan emin olduktan sora şatodan çıkarak Hagrid'in kulübesine gitti. Ağır tokmağı birkaç kez kapıya vurdu.

Kapıyı açan Hagrid karşısında gördüğü küçük kızla sevinmişti. "Ah hoşgeldin Melanie! Merlin aşkına, saçların! Yani sana çok yakışmışlar. Seni gördüğüme çok sevindim, bende tam kurabiye yapmaya başlamıştım." bunu duyan kız gülümseyerek "teşekkürler, merak etme kalıcı bir değişiklik değil. Kurabiyelere yardım edebilir miyim?" Demişti. Hagrid ise bunu severek kabul etmişti.

"... Kıvamının doğru olması için tereyağını soğuk koymamalısın Hagrid." "Oh, bunu bildiğim iyi oldu Melanie"

"Çok şeker koyarsan kurabiye fazla yayılır." "Tamamdır!"

"... Birkaç kaşık su ilave et." "Pekâlâ"

"... Hey hey hey! Eğer unu fazla koyarsan kurabiye sertleşir böylece kimse yiyemez" "Vay canına, bunu nerden bilebilirsin ki? Aşçılıkta bir yeteneğin var Melanie"

"... Damla çikolata koymaya ne dersin?" "Çikolataya bayılırım!"

"...Isısını doğru ayarlamalıyız. Eğer fazla yüksek olursa sertleşir ve yanar"

Melanie Hagrid'e kurabiye yapmayı yeniden öğretmişti. Yanlış yaptığı yerlerde kırmadan uyarmış, ekstra malzemeler eklemesini söylemişti.

Hagrid'in bununla kesinlikle bir problemi yoktu. Yaklaşık 45 dakika sonra fırından çıkardıklarında harika bir koku etrafı esir almıştı. Yiyebilecekleri kadar soğuduğunda ilk deneyen Hagrid olmuştu, kız beklendi dolu gözlerini Hagrid'e dikmişti.

Hagrid kurabiyeden bir ısırık aldığında neredeyse kendinden geçmişti. Bu kadar güzelini yediğini hatırlamıyordu. "Imm Melanie, sen daha önce nerelerdeydin?" Diye mırıldandı koca adam.

Kızda kurabiyeden bir ısırık aldığında yeterince iyi olmadığını düşündü. Fazla hoşlanmamıştı. Zaten bu tarz tatlılardan nefret eden biri olarak daha iyilerini yaptığını düşünüyordu. Yine de bunu düşünmemeye çalıştı.

Kapı çaldığında kaşlarını çatarak oraya dönmüş, refleksle asasına uzanmıştı.

Hagrid kapıyı açtığında karşısında Harry ve Ron'u görmüştü. İki tarafta şaşırmıştı. "Merhaba Melanie? Araştırma yapacağını sanıyorduk?" Diye sordu Harry şüpheyle. "Evet bende öyle amaçlamıştım ama kütüphane gerçekten çok sıkıcı, oraya hiç gittiniz mi siz!?"

Ron kızın bu söylediklerine kahkaha atmıştı, kendisi de kesinlikle böyle düşünüyordu. Harry ise "haklısın, öyle" demekle yetinmişti. Durgun görünüyordu. Kız bunun nedenini çok iyi biliyordu. Çünkü Harry'nin duyduğu sesleri kendi de duyabiliyordu.

***
"Kan, öldürme zamanı, efendi öyle istiyor, kan istiyorum, ÖLDÜR ÖLDÜR ÖLDÜR..."

Geçen bir ay içerisinde kız bu sesleri duymuştu sürekli. "Neden duyuyorum" diye düşünüp duruyordu. Geçtiği her koridorda onun sürünme seslerini duyuyordu. Onun duygularını hissediyordu. Çatalağız olup olmadığını bilmiyordu ama basiliski duyduğuna emindi.

Black DiamondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin