***
Bir anda ortak salonda oluşan kargaşayla şaşırmıştım. Ortak salona hızını alamayarak giren öğrencilerden biri "biri daha taşlaşmış" demesinden sonra herkes hareketlenmişti.
Kimin taşlaştığıyla ilgili bir bilgi yoktu. Bu da herkesin daha da gerilmesine neden oluyordu. Harry ve Ron bir şey bulmuş olmam umuduyla bana baktılar. Ne cevap vereceğime bir an emin olamadım.
Bugün McGonagall ile konuşarak ondan bilgi toplamam gerekiyordu, en azından onların bilmesi gereken buydu.
Başımı umutsuzca sağa sola salladım. İkisinin de omuzları düşmüştü. Tüm okul sırlar odası dedikodusuyla(!) çalkalanmaya devam ederken derse girmek zorunda kalmıştık.
Dersin sonunda McGonagall bize öğrettiği çocukça büyüler hakkında bir sorumuz olup olmadığını sormuştu. Onunda gergin olduğu her halinden belliydi. Kendi binasından iki bulanık taşlaşmıştı sonuçta.
Söz almak için elimi kaldırdım, elbette uykumda dahi yapabileceğim büyüler hakkında sorular sormayacaktım. "Evet Bayan Rowling?"
"Sırlar odası hakkında ne biliyorsunuz profesör?" Bu sorum onu daha da germişti. Omuzları dikleşmiş, bakışları sertleşmişti.
Sırlar odası hakkında kitapta bahsedilenden daha fazla şey biliyordum. Elbette boş zamanımın hepsini aynı şekilde değerlendirecek değildim, bu yüzden birkaç kitap okumuş ve Tom'la konuşmuştum. Yani McGonagall'dan bile fazla şey biliyordum. Yine de bunu diğerlerinin bilmesine gerek yoktu.
"O sadece bir efsanedir Bayan Rowling" diye mırıldandı sakinlikle.
"O zaman bize anlatabilirsiniz?"
"Şöyle ki, Hogwarts'ın kurucuları birleşerek burayı kurduklarında düşünceleri her büyücüye eğitim sağlayabilmekti. Bir kişi dışında... Salazar Slytherin" öğrenciler arasında bir uğultu oluşmuştu.
Bunu daha önce hiç duymamışlar gibi konuşmaları hiç hoşuma gitmemişti.
"Öhöm öhöm" diyerek sınıfı susturdu ve anlatmaya devam etti.
"Salazar Slytherin eğitimin sadece safkanlara verilmesi gerektiğini düşünerek diğer üç bina kurucusuyla fikir ayrılığına düşmüştü. Rivayete göre Hogwarts'ta sadece varisinin açabileceği bir oda oluşturarak bunu gizlemiş ve içine de yalnızca varisin yönetebileceği bir yaratık koymuştur."
"Peki bu yıl sırlar odası ilk kez mi açılıyor profesör?" İşte bunu beklemiyordu. McGonagall ilk sırlar odasının açılma olayından yaklaşık 9 yıl önce mezun olmuştu. Ama yine de bu olay büyücüler arasında uzun süre konuşulmuştu. Her ne kadar Müdür Dippet bu olayı saklamaya çalışsa da bir cesedi saklamak o kadar kolay değildi.
"Bunu da nereden çıkardınız Bayan Rowling? Sırlar odası sadece bir efsanedir, bundan başka bir şey değil! Dersimiz bitmiştir, çıkabilirsiniz."
Herkes eşyalarını toplamak için hareketlenirken ben sadece asamı alarak kapıya yöneldim. Hala orada olan Profesöre gülümseyerek "sizi sorularımla sıktığım için üzgünüm profesör. Sadece öğrenmek istemiştim. Ama bana cevap vermediğinize göre, işin aslını Elizabeth Warren'den öğrensem daha iyi..." Profesör olduğu yerde donarken
Tekrar gülümsedim ve iyi günler dileyerek sınıftan çıktım. Arkamdan koşarak bana yetişmeye çalışan Harry ve Ron şaşkınca bana bakıyorlardı."Ah Merlin aşkına! Kadına ne dedin de öyle rengi attı? Sen çıktığında hala sana bakıyordu Melanie!" Ron'a cevap olarak omuz silktim.
"Onu sorularımla sıktığım için özür diledim ve cevabı kendi yöntemlerimle öğreneceğimi söyledim hepsi bu" Ron ise cevap olarak "en azından sırlar odasının gerçekten var olduğunu artık biliyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Diamond
Fanfiction*Harry Potter Kurgusudur.* "Zihnine giremiyorum. 11 yaşında bir çocuğa göre çok güçlüsün. Seni müritlerimden biri olarak görmeyi çok isterdim" dedi tıslayan bir edayla. Zihnimi okuyamamasına şaşırmıştım ama belli etmedim. "Hmm... Bilemiyorum, bana...