BD 28.Bölüm

817 101 20
                                    

Tüm hazırlıklarım tamamlığında Regulus'u kucağıma alarak ortak salona indim. Tam zamanında gelmiştim. Harry, Ron ve Hermione benim için yanlarında yer açmışlardı. Harry ve Hermione aralarındaki sorunu halletmiş gibi görünüyodu. En azından bunun benden dilediği özürle ilgisi olduğuna eminim.

O olaydan sonra tabii ki Hermione'ye güvenmemiş ve zihninde bir keşfe çıkmıştım. Her ne kadar zihin olayını çok iyi kontrol edemesemde ona fark ettirmemeyi başarmıştım. Bu olay zihnifend gibi değildi. O büyünün bundan daha kontrollü olduğuna eminim.

Zihninde bir anıya rastlamış ve onu ortalığa çıkarmıştım. Harry ve Ron, ben baygın şekilde yattığım sırada Hermione ile konuşuyorlardı.

***

"... Bakın beni anlamıyorsunuz, onun yalan söylediğini düşünüyorum-"

Ron bir anda parlamıştı.

"Kes artık şu aptal suçlamaları Hermione!"

Ardından Harry daha uysal bir tavırla devam etmişti.

"Seni anlamaya çalışıyorum ama bana hiç yardımcı olmuyorsun Herm."

Ron sinirle Harry'e döndü.

"Dostum, bunun anlaşılır bir yanı yok! Hermione sadece onu kıskanıyor ama bu kadarı çok fazla. O bizim için kendini feda etti ve tüm dönem araştırma yaptı. Okulu kurtarmak için günleri kütüphanede geçti ama yine de bir kez olsun sızlanmadı. En sonunda gerçeği öğrendiğinde vücudu tir tir titriyordu. Yine de umursamadan bizimle geldi. Seninle birlikte o korkunç canavarla yüzleşmeye gitti. En sonundaysa taşlaştı ve şuan o yatakta yatıyor!"

Harry, Ron'a destek çıkmak için bir şey söylemedi fakat söylediklerine itiraz da etmedi. 3 arkadaşı da onun için çok özeldi, onlar onun yanında olan ilk insanlardı. Bu yüzden de onları kırmak yada üzmek istemiyordu. Ama Ron'un sonuna kadar haklı olduğunu da biliyordu.

"Bende taşlaştırıldım." diye mırıldandı Hermione sessizce.

Ron'un fazla yükseleceğini fark eden Harry sakince arkadaşının kolunu tutmuştu. Bunun üzerine Ron sakinleşmek için derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

"Ama senin durumunla onunki bir değil. O bizi kurtarmak için yanımızda geldiğinde taşlaştı. Sense onu ortak salonun ortasında küçük düşürmeye çalışıp yanımızdan ayrıldığında taşlaştırıldın. İşte aranızdaki fark bu. Belki de bu yüzden o senden daha iyidir!"

Hermione artık gözündeki yaşları tutamamıştı. Karşısındaki kızıl çocuğun haklı olduğunu biliyordu.

Evet onun yalancı olduğunu düşünmüştü ama bunun için bir neden bulamamıştı. Sadece onun yalancı olmasını istemişti. Elinde bir kanıtta yoktu. Sadece onun öyle biri olmasını çok istemişti. Çünkü eğer öyle biri olursa, kendine, ondan nefret etmek için bir neden bulabilirdi.

Yine de bu yaptığının çok bencilce olduğunu biliyordu. Ondan nefret etmek istiyordu. Herkesin ondan nefret etmesini istiyordu. Ama diğer insanları ikna edemediği gibi kendini de ikna edememişti.

Onda ne zaman bir kusur arasa daha da iyi bir özelliğini keşfediyordu ve bu sinirlerini bozmuştu. Her ne kadar ona  o kadar şey söylese de, taşlaştığı zaman her hafta onun yanına gelmesi ve ona kitap okuması sinirini bozmuştu. Her uğradığında elini tutup iyi olacağını söylemesi sinirini bozmuştu.

Ah, kimi kandırıyordu ki? Bunlar kesinlikle sinirini bozmamıştı. Aksine hoşuna gidiyordu. Belki de bu yüzden kaçıyordu.

Düşüncelerinden korkmuştu ve ona suç atmıştı. Ondan iyi olmak ya da onun daha kötü biri olmasını istemiyordu. O sadece Melanie'nin yanında olmak istiyordu. Tekrar elini tutmasını ve her şeyin geçeceğini söylemesini istiyordu. Tekrar ona hikaye okumasını, o ahenkli sesini tekrar duyabilmeyi istiyordu. Hiç yanından ayrılmasın, tek anlaştığı o olsun istiyordu. Ama bunlar için çok geç kalmış olabilirdi.

Black DiamondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin