Yazardan:
Ron şu son birkaç gündür kız kardeşinin çok garip davrandığını fark etmişti. Bu hareketlerin Melanie'nin odasının dağılmasından sonra ortaya çıkması biraz garip geliyordu. Yine de onun bir kız olduğunu hatırlayarak irdelemekten vazgeçti. Kızlar ona göre garip davranan canlılardı ve asla anlaşılmazlardı.
***
İkizler ise sürekli yaptıkları şeyi ikinci defa kontrol eder olmuşlardı. Melanie'nin saçlarındaki büyü geçmiş olsa bile kızın onlara ara sıra attığı bakışlar korkmalarına neden oluyordu. Tam artık onun bir şey yapmayacağından emin oldukları sıra kızın onlara imalı cümleler kurması onları tekrar tetiğe geçiriyordu.
Her bekleyiş onlar için işkence gibiydi. Yaptıkları şakalardan zevk alamaz hâle gelmişlerdi. Kızın o masum ama korkutucu gülümsemesi yüzünden ilk defa kendilerini suçlu hissediyorlardı. En azından intikam alırsa rahatlayabilirlerdi fakat Melanie onların rahatlamasına bir türlü izin vermiyordu.
Hayır yani, sadece saçını birkaç gün için kırmızı yapmışlardı. Bunda sinirlenecek ne var ki? Tamam, belki de birkaç gün değil 1 hafta öyle gezmek zorunda kaldığı için sinirlenmiş olabilir. Ama bunu kesinlikle kasıtlı olarak yapmadılar (!)
***
Okulda bir gerginlik hüküm sürüyordu. Öğretmenler tüm öğrencileri yatakhanelerine göndermişti. Ne olduğunu anlamayan öğrenciler kendi aralarında teoriler üreterek birbirlerini daha da korkutuyorlardı. Kimisi canavarın koridora çıktığını söylüyor, kimisi ölen bir öğrenci olduğunu iddia ediyordu. Bilinmezlik insanı içten içe kemiriyordu.
Bu bekleyişe dayanamayan Harry, neler olduğunu öğrenmek için profesörlerin yanına gittiğinde istemeden onların konuşmalarına kulak misafiri oldu. Ginny Weasley kaçırılmıştı! Kim neden bir 1. sınıf öğrencisini kaçırsın ki? Ne yaptığının farkında olmayarak Gryfindor ortak salonuna doğru koştu. Birlikte oturan Ron ve Melanie'yi gördüğünde hızlıca onların yanına gidip neler olduğunu, bu kargaşanın sebebini açıkladı.
Melanie onlara beklemesini söyleyip odasına çıktı. Bugün Hagrid'in kümesindem yürüttüğü horozun kafesini aldı. Eline kalın bir kuşak alarak bunu horozun gözlerine bağlamaya çalıştı. Onu gagalamaya çalışan horozu tutup göz bağını iyice bağladığından emin oldu. Aslında gözlerini oyup işi garantiye alabilirdi fakat bunun Harry'nin hoşuma gideceğini sanmıyordu. O yüzden bununla yetindi.
Kafesi alıp koşarak aşağı indi. "Araştırdığıma göre yıllar öncesinde sırlar odası açılmış ve bir kişi bu canavar yüzünden ölmüş. Normal şartlarda ona bir şey sormak imkansız olurdu fakat o hayalet olarak geri döndü. Kullanılmayan kızlar tuvaletinde yaşıyor. Yani ona sorarsak belki sırlar odasını yerini bulabiliriz."
"Melanie Profesör Lockhart sırlar odasının yerini bulduğunu söylemişti. Belki ondan öğrenmek daha kolay olur"
"ah Harry. Gerçekten o dolandırıcının sözlerine inandın mı? Neyse, pekâlâ hadi Profesör Lockhart'ı bulalım."
***
Üçlü birlikte profesör Lockhart'ın odasına geldiklerinde onun bavulunu hazırladıklarını gördüler.
"Profesör Lockhart! Ne yapıyorsunuz? Sizin şuan kaçırılan öğrenciyi kurtarıyor olmanız gerekirdi!"
"Ne yapıyor gibi görünüyorum? Kaçıyorum elbette! Siz çocuklar önümden çekilseniz iyi edersiniz."
"Ama sırlar odasını bulduğunuzu söylemiştiniz."
"Yalan söyledim! Ah hadi kenara kayın. Kışt kışt."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Diamond
Fanfiction*Harry Potter Kurgusudur.* "Zihnine giremiyorum. 11 yaşında bir çocuğa göre çok güçlüsün. Seni müritlerimden biri olarak görmeyi çok isterdim" dedi tıslayan bir edayla. Zihnimi okuyamamasına şaşırmıştım ama belli etmedim. "Hmm... Bilemiyorum, bana...