BD 29.Bölüm

825 96 17
                                    

***

Uyandığımda evdeydim.

Regulus ile birlikte kaldığım evde. İstemsizce kaşlarım çatıldı. En son ne olmuştu?

Trende uyuyakaldıktan sonrasını hatırlamıyordum. Başımda çok güçlü bir ağrı vardı. Fakat bu önceki gibi değildi. Beynime yapılan baskılar kalkmıştı. Sadece onun kalıntıları vardı üzerimde.

Başımı ovuşturup derin bir nefes aldım. Başımı yastığa geri koyarak tavanı seğretmeye başladım. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Belki de Regulus'a sormalıydım.

Hafifçe kapıyı tıklayarak odama giren Regulus ile başımı ona çevirdim.

"Hala uyuduğunu düşünmüştüm" diye mırıldandı.

Direkt konuya atlayarak "ne olduğunu hatırlamıyorum" dedim.

Ellerini kıyafetine silerek kıpırdandı. "Ne tepki vereceğini kestiremediğim bir şey yaptım." Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Anlatacak mısın yoksa kendim mi öğreneyim."

"Şöyle ki, sen uyuduktan bir süre sonra tren durdu ve Harry seni uyandırmaya çalıştı." Harry'nin adını söylerken yüzünü buruşturmuştu. "Ama sen uyanmadın ve onlar seni hastaneye götürmeyi bile düşündü. Senin bunu istemeyeceğini biliyordum."

Tek kaşımı kaldırıp ona bakmaya devam ettiğimde karşımdaki koltuğa oturmaya karar verdi. "Lanet olsun senin yanında neden bu kadar geriliyorum?"

"Bunu bende merak ediyorum."

"Her neyse. Bende kedi formundayken trenin camından çıktım ve tuvalette insan formuma döndüm. Bu şekilde tanınma riskim olduğundan bana gösterdiğin yasak büyüyü kullanıp görüntümü biraz değiştirdim ve trene girdim."

"Öğrenciler dışındakilerin trene binmesinin yasak olduğunu bildiğin halde."

"Hadi ama! Kuralları çiğneyen bir tek sen değilsin."

"Pekâlâ devam et."

"Senin yanına geldim ve arkadaşlarına(!) abin olduğumu söyleyerek seni eve getirdim. Sana sorma şansım olmadı. Belki karışmamalıydım fakat senin hastane ortamından nefret ettiğini söylediğini hatırlıyorum." Hafifçe gülümsedim. Kötü bir tepki vereceğimi düşünmüştü fakat aksine, ilk defa önemsendiğimi hissetmiştim.

***

Kendi soyundakileri tanımayacak kadar şanssız doğan kız kendi kaderini yazacak. Ay yüzlü kadının büyüsüne kapılırsa eğer, onun hikayesi son bulacak.

  Varlığı tüm düzeni bozan o kız korumalı kendini.

Her iki tarafta olan ve hiçbir tarafta olmayan bu kız;

İyilik için savaşırsa eğer, ikna edebilirlerse onu,  işte o zaman bir aydınlık doğacak dünyaya.

Eğer başaramazlarsa kendi dahi karanlıktan oluşan o kızı yanlarına çekmeyi, işte o zaman kız kendisi gibi her yeri karanlığa boğacak.

Olduğu zamanın üçünde bir taraf seçecek. Seçtiği tarafı yalnız o bilecek. Seçimi tüm Dünya'yı etkileyecek. Bu seçimde düşünmesi gereken tek şey kendi olmayacak.

***

Dumbledore Sybill'den duyduğu kehanetle ne yapacağını bilemedi. Sybill kehaneti söylemesinin ardından unutmuştu ve neden orada olduğunu bile hatırlamıyordu. Dumbledore bunu en azından iş ciddileşinceye kadar diğer öğretmenlerden saklamaya karar verdi.

Black DiamondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin