BD 7.Bölüm

1.1K 110 30
                                    

Been geldiimm! Yeni güncellemeler pek okunmasa da yine de yazmaya devam ediyorum. Umarım beğenirsiniz, yorumları unutmayın <33

İhtiyaç odasında yaklaşık 4 saat çalıştıktan sonra bu kadarının yeterli olduğunu düşünerek kimseye gözükmeden yatakhaneye girmeyi başarmıştım.

Birkaç basit büyüyü artık kusursuz şekilde yapabiliyordum. Ama büyü yapmak beni sandığımdan bir tık daha fazla yoruyordu. Bazen bedenimin sadece 11 yaşında olduğunu unutabiliyordum.

Yarın neler olacağını gözden geçirip kafamı yastığa koyduğum anda uyumuştum. Sabah uyandığımdaysa Harmonie yeni uyanmıştı.

"Günaydın" diyerek hazırlanmaya başladım. Oda bana "günaydın" dedi. Bugün trol serbest kalacaktı.

Hazırlandıktan sonra ortak salona gidip bir şeyler yedim. Harry arayıcı olmak ile ilgili şeyleri öğrenecekti. O yüzden kahvaltıda yoktu.

Yemeğim bitince derse girmek için kalktım. Ama sınıfın yerini tam olarak bilmiyordum. Araya araya sonunda tılsım sınıfını bulmuştum ve geç kalmamıştım. Hemen bir yer bulup oturdum. Oturduğum anda profesör sınıfa girmişti zaten.

Tılsım profesörü Filius Flitwick üst üste dizilmiş olan kitapların üzerine çıkarak konuşmaya başladı.

"Bir büyücünün en önemli güçlerinden biri uçmak ve eşyaları uçurma yeteneğidir. Bugün eşyaları havalandırma büyüsünü öğreneceğiz. Unutmayın bu büyü canlıları uçuramaz. Yalnızca eşyalarda işe yarar. Tüylerinizi getirdiniz mi?"

Herkesten bir "evet" sesi çıktıktan sonra öğretmen yapmamız gereken şeyleri anlatmaya başladı "söylemeniz hereken şey wingardium leviosa, asalarınızı çevirin ve hafifçe vurun, aynen bu şekilde. Tamda anlattığı gibi yaptı ve altında kitaplarla beraber yükselmeye başladı. Ardından yere geri indi ve bizden de yapmamızı istedi.

Harmonie, Ron ile o konu hakkında konuşup tüyü havaya kaldırınca Profesör onu tebrik edip gryffindor'a 10 puan vermişti. Şimdi sıra bende...

Bu büyünün işime yarayacağını bildiğim için dün çalışmıştım. Bir tüyden daha büyük şeyleri kaldırabilirdim. Denemekten zarar gelmez diyerek Profesörün üzerinde durduğu kitaplara asamı doğrulttum ve büyüyü mırıldandım "wingardium leviosa" profesör havalandığında herkes gülmüştü. Profesörü tekrar indirdiğimde "her ne kadar yapmanı istediğim şey bu olmasada daha ilk dersten ağır bir şey kaldırmayı başardığın için gryffindor'a 15 puan veriyorum."

Bu söylediklerinin ardından bir çocuk tüyünü patlatmış ve ders bitmişti. Hermonie'ye yandan bir bakış attığımda elindeki asasını sıkı sıkı tuttuğu beyazlaşmış boğumlarından belli oluyordu. Sinsice gülümseyip Harry'nin yanına gittim. Tüyü patlatan kişinin yanında oturduğu için üzeri is olmuştu. Asamı ona doğrultup "Aklapakla" dedim ve üzeri temizlendi. "Teşekkür ederim" dediğinde omuz silkip gülümsedim.  Ron, Harry ve ben sınıftan çıkarken Ron Hermonie'nin söylediklerini anlatıyordu. "Leviyossaa değil leviossaa değil. Kabus gibi bir kız hiç arkadaşı olmamasına şaşmamalı. Sen puan getirdiğinde yaptığını gördün mü? Mutlu olması gerekirken resmen senin başarını kıskandı." O sırada Hermonie, Ron'u itti ve ağlayarak yanımızdan uzaklaştı. Tabi o sırada Harry "sanırım seni duydu" dedi. Tabii ki duydu aptal...

Tılsım dersinden sonra diğer derslere de girdik. Şimdiden profesörlerin ilgisini çekmeyi başarmıştım. Ksks derside gözlerimi Profesörden 1 saniye bile ayırmamıştım. Bunun onu bir tık gerdiğini biliyordum ve bu hoşuma gidiyordu. Gryffindor'a sürekli puan kazandırıyordum. Öğrencilerin gözdelerinden biriydim. Benim kan türümü merak ediyorlardı. Doğrusu bende merak ediyordum. R.J. Rowling'in kızı olduğumu biliyorum ve o soyda 1 tane bile melez yok. Ama babam kim hala emin değilim. Morpheus Malfoy olma ihtimali %90 ama diğer ihtimalleri de değerlendirmeliyim. Hemen emin olamam.

***

Akşam yemeğinde 'Profesör Zavallı' koşarak içeri girdi ve kekeleyerek "Z-zindanda t-tr-trol va-r, söyleyeyim dedim." diyerek salonun ortasında bayıdı. Herkes bağırarak kaçışırken Dombledore asasını boynuna dayadı ve "sessizlik" diye bağırdı. Herkes sustuğunda konuşmaya devam etti "Bölüm başkanları herkesi güvenli şekide yatakhanelere çıkarsınlar. Profesörler benimle gelin" dedi profesörleri toplayarak çıkışa gitti. Percy herkesi düzenli şekilde sıraya sokarak onu takip etmemizi istedi. Kapıdan geçecekken Harry, Ron ve benim kolumu tutarak "Hermonie'nin haberi yok, onu uyarmalıyız." dedi. Ona neyse yani, ne yapacak Hermonie'yi. O kızı hiç sevmiyorum. Yinede yardım etmeliyim, gelecek çizgisini bozamam.

Koşarak kızlar tuvaletine gittik. Trol oraya gitmişti ve kabinleri parçalamıştı. Hermonie ise saklanacak yer arıyordu. Onun yanına gittim ve 'protego' büyüsünü yaptım. Cok güçlü bir kalkan değildi ama Ron ve Harry trolü devirene kadar bizi korumaya yeterdi. Hermionie ise sadece şaşkınca etrafımızdaki görünmez kalkana bakıyordu. Büyük ihtimalle nasıl birinci sınıf bir kızın orta düzey bir büyüyü yaptığına şaşırıyordu. Ben bile kendi sınırlarımı kestiremiyordum. Bu bazen beni korkutsada, güç bana hayat veriyordu.

Ben bunları düşünürken trol kalkana sopasıyla vurmuştu. Bu beni zorlasada kalkan hala kırılmamıştı. Yorulmaya başlamıştım. Bu trolü hemen yenmeleri gerekiyordu yoksa dayanacak gücüm kalmazdı. Asamı daha sıkı tutarak kalkanı tutmaya devam ettim. Her şey çabucak olmuştu. Harry trolün omuzuna atlayıp asasını trolün burnuna soktu, trol onu üzerinden atıp, ayaklarından tutarak ona sopasıyla vurmaya çalıştı, Ron büyüyle sopasını alıp trolün kafasına bıraktı. Trol bayıdı, Harry asasını çıkarttı ve profesörler tuvalete girerek bir yerde yatan trole bir onu deviren Ron ve Harry'e ve birde köşede protego yapmayı yeni bırakmış ben ve Hermione'ye baktılar. Ardından Hermione "profesör hepsi benim suçum, trol olduğunu öğrenince yenebilirim sandım ve onu aramaya gittim. Arkadaşlarım da beni durduramayınca yardıma geldiler. Melanie üst sınıf bir büyü yaparak kalkan oluşturup beni korudu, yaptığım hatanın farkındayım profesör."

Üst sınıf bir büyü yaptığımı söylerken beni övmek için olmadığını çok iyi biliyordum. Bu cümle tamamen kıskançlık içeriyordu. Günlerce deneyip bu büyüyü öğrenmeye çalışacağına eminim.

Profesör McGonagall "böyle bir şey yaptığınıza inanamıyorum. Gryffindor'dan 5'er puan alıyorum. Ayrıca bir dağ trolüyle karşılaşan biri genelde bunu anlatacak kadar uzun yaşamaz, hepinize 10'a puan veriyorum." Bunu söyledikten sonra profesör Flitwick söze girerek "ayriyeten yaptığınız büyü sizin gibi bir birinci sınıf için ileri düzey bir büyüydü bayan Rowling. Bu yüzden gryffindor'a 15 puan veriyorum."

Hermionie tırnaklarını eline geçirmiş şekilde bekliyordu. Hemen gitmek istediği belliydi. Profesörler gidebilirsiniz dediğinde hızlıca bize teşekkür edip gitmişti.

Bugün biraz yorgundum o yüzden çalışmaya gitmek yerine defteri çıkardım ve yapmam gerekenleri -yada değiştirmem gerekenleri desem daha doğru olur- yazmaya başladım.

3 saatin ardından uyumaya hazırdım.
Defteri büyüledim ve sakladım. Yakında kan mührünü öğrenmem gerekiyordu. Onu öğrendiğimde defteri açamazlardı.

Bakalım yarın neler olacaktı...

Black DiamondHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin