Hep birlikte yemeğimizi yerken yandan gelen bir flaş sesiyle oraya döndüm. Bu taşlaşacak olan öğrencilerden biri olan Colin'di. Sevimli bir yüzü, dağınık kumral saçları vardı.
Harry Potter hayranlarından biri olduğu gözlerindeki pırıltılardan dahi belli oluyordu. "Merhaba ben Colin. Bende Gryfindor'um." Sözüne devam etmesini engelleyen şey içeriye doğru sersem hareketlerle ilerleyen baykuşun buraya doğru gelmesiydi. Ne olacağını biliyordum ama herhangi bir engelleme girişiminde bulunmadım. Biraz eğlenmekten kimseye zarar gelmezdi sonuçta...
"Hey bakın Ron'un bir çığırtkanı var!"
"... Bunu biliyorum, önceleri büyük annemde vardı... Korkunç bir şey."
Ron korkak ve tereddütlü hareketlerle çığırtkanın mührünü kırdı. Mektup bir anda havalanıp ağız şeklini aldı.
"Ronald Weasley, babanın arabasını çalmakta nedir? Senin yüzünden babana soruşturma açıldı! Ne zaman kendi kafana göre hareket etmeyi bırakacaksın? Yaralanabilirdiniz farkında mısın?"
Ardından çığırtkan Ginny'e döndü, "Ah Ginny, Gryffindor'a seçildiğine çok sevindik, baban ve ben seninle gurur duyuyoruz." Diyerek parçalandı.
Ortak salonu çoktan bir kahkaha tufanı sarmıştı bile...
...
Bu iğrenç adamın dersine girdiğimden dolayı utanıyordum. Kendini bir şey sanan, tek yapabildiği şeyin unnuttuma büyüsü olan, zavallı bir yaratık, Gilderoy Lockhart...
"Bla bla bla ... ben Gilderoy Lockhart. Bu dersimizde bla bla bla... öğreneceksiniz." -kendini övdüğü aptalca cümleler- ve dahası.
Şimdiden sıkılmıştım. En azından bu dersle ilgili bilmem gereken her şey zihnimdeydi...
***
Nefes nefese yatağımdan sıçrayarak uyandım. Yatağa ne zaman yattığımı, ne zaman uyuduğumu yada odaya ne zaman geldiğimi hatırlamıyordum. Dışarıya baktığımda hava hala karanlıktı. En son şu Gilderoy denen dolandırıcının dersindeydim. Ve sonrası yok...Ne kadar uyuduğum, buraya nasıl ve neden geldiğim, ne yaptığım hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.
Belki yaptığım kara büyüler yüzünden yan etki yaşıyor olabilirdim. Ya da şu sıralar çok yorgun düştüğümden dolayı olmuş olabilir. Belki de bayıldım ve beni biri odama getirdi.
Bir aynanın karşına geçtiğimde çok yorgun gözüktüğümü fark ettim. Ama bir türlü neden böyle olduğuna dair bir açıklama bulamıyordum.
Tam o sırada büyüyle saklamış olduğum ama şuan masamda açık şekilde duran kitaba kaydı gözlerim. O kitabın orada olmaması gerekiyordu. Bu Ginny'den aldığım kitaptı.
Tom Morvolo Riddle'ın günlüğü.
İşte şimdi taşlar yerine oturmuştu. Kitap beni kontrol etmişti. Tıpkı Ginny'e yaptığı gibi. Ve ben buna izin mi verdim?!
Bunu yaşayacak kadar güçsüz biri miyim yani?
Bu sonuca bakılırsa Ginny'den bir farkım yok! Yazın her günü en az 18 saat çalışmanın getirisi aptal bir insanla aynı güce eş değer olmak mı?! Aptal bir günlüğe bile karşı gelememek mi? Sadece bir lanetin kuklası olmak mı?
Saçmalığa bak, nasıl bir hortkulukla yarışmayı düşünebildim ki zaten? Nasıl Lord Voldemort'tan güçlü olmayı düşündüm?
Yazardan
Kız güçsüz olma korkusuyla kendisini korumaya almış ve güçlü bir patlama yaşamıştı. Bir hortkuluğu yenememişlik düşüncesi ona ağır gelmişti. Bu patlama kendi odasının her yerinin yanmasına neden olmuştu. Henüz uykuda olan oda arkadaşı bu yangında dayanılamayacak bir acı yaşamasına ve kül olana kadar yanmasına, kızlar yatakhanesindeki diğer kızların da korkuyla çığlık çığlığa kaçışmasına neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Diamond
Fanfiction*Harry Potter Kurgusudur.* "Zihnine giremiyorum. 11 yaşında bir çocuğa göre çok güçlüsün. Seni müritlerimden biri olarak görmeyi çok isterdim" dedi tıslayan bir edayla. Zihnimi okuyamamasına şaşırmıştım ama belli etmedim. "Hmm... Bilemiyorum, bana...