YazardanMelanie her zaman çevresinden saklanır zayıf naktalarını açığa vurmazdı, tabi bu uygulamalar bir tek çevresi için değil kendisi ve sizin için de geçerliydi. Sizden sakladıkları da vardı elbette. Bunları zamanı gelmeden öğrenemezsiniz.
Şunu unutmamalısınız ki o kendine bile kilitli olan kapıları başkasına açmaz. Böyle bir yanılgıya düşmek onun için zayıflıktan ötesi değildir. Onu ben bile tanıyamamışken size tanıtmam zor olur.
Aklından ne geçtiğini çözemezsiniz bir sonraki hamlesini tahmin edemezsiniz. Eğer tahmininiz doğruysa bu sadece sonraki on hamle için bir hazırlıktır. Bu yüzden düşüncelerinize ve en önemlisi Melanie'ye güvenmeyin. . Kızın öyle bir hırsı vardır ki karşısına çıkanı ateşinde kavurur. Öyle bir zihni vardır ki zehriyle öldürür. Öyle bir zekası vardır ki bileni hayran bırakır, bilmeyeni yok eder...
***
Odasına geri döndüğünde etrafa şöyle bir göz attı. Odasının enerjisi değişmiş gibiydi. Birisi kendi aurasını bozmuştu. Bu da demekti ki birisi odasına girmişti. Elindeki defteri kara büyülerle kilitlemiş olduğu çekmeceye koydu bu sefer. Bir aptalla daha uğraşmak istemiyordu. İkinci sefere bu kadar sakin karşılamayacağını biliyordu.
Ellerini sanki havaya dokunur gibi zarifçe hareket ettirdi. Havayı bir oyuncakmış gibi yönlendirmesi tam anlamıyla nefes kesiciydi.
Cüppesindeki asayı olduğu yerden alarak daha önce elini gezdirdiği yerlere izleri çıkaracak bir büyü yaptı. Düşüncelerinde yanılmamıştı. Büyü gücü ortalama olan biri odasına girmişti. İzlerini saklamaya çalışmış ama becerememişti.
Melanie'den
Büyüyü daha da incelediğimde kime ait olduğunu anlamıştım. Bu beni sinirlendirmişti. Hiçbir şeyin kaybolmadığından ya da kurcalanmadığından emin olduktan sonra Hızlıca ortak salona doğru girdim.
Gözlerim salonda dolaştığında arkadaşlarından uzakta, tavırlı şekilde, kollarını bağlamış şömineyi izleyen, kıvırcık saçlı kızı buldu.
Harry ve Ron ile aralarında çok olmasada hatrı sayılır bir mesafe vardı.
Hızlıca kızın karşısına geçerek alev ile bakışmasını kestim. Gözlerini yukarıya çıkardığında yutkunduğunu fark ettim.
"Gerçekten mi Hermione? Bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim!"
"N-neyden bahsettiğini bilmiyorum" dedi bir kez daha yutkunarak.
O sırada ortak salonda olan herkes gözlerini bize dikmişti.
"Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun Hermione. Saf ayağına yatmaya çalışma. Bu da yeni stratejin mi? Odama girerek beni tehdit edebileceğin bir şey mi aradın?" Ardından konuşmasına izin vermeyerek devam ettim.
"Ah dur bir dakika, tehdit için değildi değil mi? Sen beni mahvetmek istiyorsun. Hakkımda kötü bir şey bularak beni kendince 'ifşa' edeceksin."
Ağzını açtığında tekrar tıkadım ağzına lafı, devam ettim.
"Ne oldu? Beni 'ifşa' edebilecek bir şey buldun mu bari?" Kafasını hafifçe sallamasıyla bir kahkaha attım.
"Tabii ki bulamazsın çünkü ben senin sandığının aksine yeterince dürüstüm!" Bir anda ayağı kalkarak konuştu "veya belki de izlerini saklamayı iyi beceriyorsundur!"
Senden daha iyi sakladığım kesin...
"Ayrıca odana girdiğimi nasıl fark etmiş olabilirsin ki? İzlerimi sildiğime eminim" bu burnu havada hali işime gelmişti. Ondan beklediğim itirafı ortak salonun tam ortasında birçok kişi bizi izlerken söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Diamond
Fanfiction*Harry Potter Kurgusudur.* "Zihnine giremiyorum. 11 yaşında bir çocuğa göre çok güçlüsün. Seni müritlerimden biri olarak görmeyi çok isterdim" dedi tıslayan bir edayla. Zihnimi okuyamamasına şaşırmıştım ama belli etmedim. "Hmm... Bilemiyorum, bana...