Bölüm 22: Yuva

47 7 0
                                    

Bölüm 22

Bölüm şarkısı: maNga Yine Yeni Yeniden

Çisil'den

"Geleceğim dedim ama şartlarımın olduğunu unutma. Seni affedene kadar seni görmek istemiyorum. Ayrıca sürekli peşimde dolaşıp beni darlamayacaksın. Yoksa-"

Lafımı kesti, sesi çok sinirli geliyordu. "Bana istediğini yap ama beni intiharla tehdit etme."

Sonra normal bir ses tonuyla devam etti. "Yarın gitmek ister misin?"

Kaşlarım çatıldı, olmazdı ki. "Ama olmaz ki yarın."

"Neden?" Olmaz diyince sinirlenmişti. "Sana kavuşmamı ne engelleyecek?"

"Çalıştığım işlerde sözleşmem var, 2 sene dolmadan ayrılırsam tazminat ödemem gerekiyor."

"Ne kadar bu tazminat?"

"Toplam 150.000 Euro."

"Ben öderim onu, sen dert etme. Tamam diyorsan yarın için uçak biletlerini alıyorum."

Olumlu anlamda başını salladım, ona geleceğimi kabul ettiğim için ne kadar da mutluydu. Benim içimdeyse bir sıkıntı vardı. Şirket zarara uğramıştı, üstüne de benim için o kadar para ödeyecekti.

"Ben Türkiye'ye dönünce çalışmak istiyorum." dedim aniden.

"Nereden çıktı bu?" Sesi çok şaşkın geliyordu.

"Bütün gün evde durmak sıkıcı olur. Yapacağım şeyler televizyon izlemek, kitap okumak ve uyumak. Bunalırım."

Sana yük oluyorum demek yerine böyle desem destek olabilirdi belki. Destek olmasına ihtiyacım yoktu ama arkamda durmasını her şeyden çok isterdim. Tabii aynı istek onun için de geçerliydi. Bir işe başlayacağı zaman anlamasam bile bana sorardı, desteğimi isterdi.

"Şu an dışarısı çok tehlikeli. Bir kaç saatlik dışarıya çıkman bile zorken sen haftanın her günü evden çıkmaktan bahsediyorsun. Şimdi seni sapasağlam bulabildim diye öfkemi kontrol altında tutmaya çalışıyorum. Söylesene bana, sana bir zarar gelirse beni kim durduracak?"

O gergindi, ben sinirli... Bakalım bu konuşmanın sonu nereye çıkacak?

"Senden izin almıyorum. Çalışmak istiyorum, diyorum. Her haltı düşünüyorsun, bunun için de bir çözümün vardır. Ben evde oturup kocasının vereceği paraya muhtaç olacak bir kadın değilim. Ayrıca kafamın dağılması için de buna ihtiyacım var." Duraksadım. "Senin evden gittiğin gün salonda oturup saatlerce nasıl ağladığımı bilmiyorsun. Ya da yanağımdaki yaranın nasıl olduğunu bilmiyorsun. Evin her yeri kötü anılarla dolu. Bir anda hepsinin içine düşmek beni yaralar. Beni yanında götürmek kadar benim ruh sağlığımı da düşün. Bencil olma."

Bakışlarında son gördüğüm şey şaşkınlık ve üzüntüydü. Umursamadım. Ben burada hayatta kalmak ve ölmek arasındayken kimse yoktu yanımda. Şimdi onun yanında olmam bile onun için büyük bir mucizeyken yapacağı en ufak ters bir hareketin benim ondan uzaklaşmama sebep olacağını bilmeliydi. Kaç senedir birbirimizi tanıyorduk, bazen beni benden iyi bilmesi gerekirdi. Bunca sene sonra bunu ondan beklemek hakkımdı.

Başımı onun olmadığı tarafa çevirdim, ağladığımı görmesin istiyordum. Ayağa kalkıp yanıma geldi. Göz yaşlarımı silip alnımı öptü.

"Canın tehlikedeyken nasıl tamam diyeyim sana? Bir yolunu bulacağım ama o zamana kadar sabretmeni istiyorum."

Odanın kapısı çalınınca Pamir benden uzaklaştı ve geleni içeriye çağırdı. Hemşire gelmişti. Serumumu çıkartıp artık hastaneden çıkabileceğimizi söyledi.

Onu Kaybedemem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin