Bölüm 25: Ölüm Soğuğu

34 7 0
                                    

Bölüm 25

Bölüm şarkısı: Erkin Koray Öyle Bir Geçer Zaman ki

Uyanır uyanmaz bana sarılan Pamir'i gördüm, uyuyor diye düşünmüştüm ama beni izliyordu. Bir elimle gözlerini kapattım ve diğer elimle nevresimin altına girmeye çalıştım.

"Bakma bana, çok çirkinimdir kesin." Sesim o kadar uykulu çıkıyordu ki. Üstüne de çığlık tonunda konuşmam da cabası olmuştu!

Pamir nevresimi üstümden attı ve bana doğru eğildi. Yüzümün her bir noktasını öptü.

"Çok güzelsin sevgilim. Ben saatlerdir seni izliyorum, doyamadım."

Utandığımı hissettim. Yataktan kaçmak isterken Pamir beni üstüne çekti.

"Kaçma hemen. Biraz öpeyim, öyle git."

Daha çok utanıp başımı boynuna gömdüm, kahkaha attı. Neyse ki kollarını biraz gevşetti de banyoya kaçabildim.

Banyodan çıktığımda Pamir hâlâ yatakta yatıyordu. Üstünde sadece eşofman altı olması beni utandırsa da önceki kadar kızarmamıştım. Gözlerimi özellikle gözlerinde sabit tutmayı denedim ama olmuyordu. Onu izlemeyi bile çok özlemiştim.

"Randevu saatini ayarladım. 2 saat sonra hastanede olmalıyız."

"Ben kahvaltıyı hazırlayayım, sonra da çıkarız."

Pamir başını sallayıp yataktan kalktı. Ben de aşağıya inip mutfağa girdim. Uğraşmak istemediğim için buzdolabından kahvaltılıkları çıkartıp masayı kurdum. Pamir de gelmişti. Alnımı öpüp oturmam için sandalyeyi çekti.

"Sen otur, çayları da ben koyayım."

Acaba hastanede neler olacaktı? Bugün cuma olduğu için her şey pazartesiye kalabilirdi, bugün sadece muayene olurdum. Olsun, iyileşeceksem 2 gün sonra olması sorun değildi.

İçimde yine de bir sıkıntı vardı. Ya tedavi başarılı olmazsa? Ya hiç hamile kalamazsam ne olacaktı? Pamir'e baktım, onun bunu sorun etmeyeceğini çok iyi biliyordum ama ben sevdiğim adamla bir aile kurmak istiyordum. Bunca senedir var olan tek hayalim buydu.

"Ne düşünüyorsun aşk?"

Ona dürüst olmak en iyisiydi. Hem, bir insan eşinden niye bir şey saklasın ki?

"Korkuyorum istemeden de olsa. Tedavi başarılı olmazsa ne olacak? Ben bir çocuğumuz olsun istiyorum. Ya olmazsa? O zaman ne yapacağız? Belki de önceden tedavi olsaydım olurdu, tedavi ne kadar gecikirse o kadar zor hamile kalacağım büyük bir gerçek."

Yanağımdan çeneme doğru süzülen yaşı elimin tersiyle sildim. "Biz aile olamayacak mıyız hiç?"

Pamir hemen yanıma gelip bana sarıldı. "Olur mu hiç öyle şey? Biz şu an da bir aileyiz. Çocuğumuz olacak, bana güven aşkım. Olmasa da bir şey olmaz ki. Biz böyle de mutluyuz. İstersen bir bebeği evlat ediniriz, yine bir çocuğumuz olmuş olur. Bu konuyu kafana takmanı istemiyorum. Sana zarar verecekse bebek fikrinden bile vazgeçerim, yeter ki sen sağlıklı ol."

Alnımı öptü. "Hadi yemeğimize devam edelim. Bol bol vitamin alman gerekiyor, hâlâ çok zayıfsın."

Yemeğimizi bitirince yukarıya çıktık. Pamir bir kot pantolon ve kazak giyindi. Ben de kalın bir eşofman takımı ve içi polarlı bir mont giyindim. Saçlarımı topuz yaptım, makyaja gerek yoktu. Bir sırt çantasının içine gerekli olan eşyalarımı koydum. El ele evden çıktık.

Hastaneye gidene kadar konuşmadık. Benim içimde bir huzursuzluk vardı, Pamir ise gergin görünüyordu. Pamir arabayı valeye teslim etti ve el ele hastaneye girdik. Asansöre bindiğimizde Pamir bir katın tuşuna bastı. Bana sarılıp alnımı öptü.

Onu Kaybedemem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin