Bölüm 7: Son Sürpriz

40 10 0
                                    

Bölüm 7

Huzurlu bir sabaha gözlerimi araladım. Pamir sağ tarafımda yastığa sarılmış halde uyuyordu. Çıplak sırtına bakmamaya çalışarak yataktan kalktım ve banyoya girdim. Dişlerimi fırçalayıp aşağı indim.

Dün ki akşam yemeğinden sonra ben de kahvaltı hazırlayabilirdim bence. Saate baktım, Pamir'in uyanmasına daha çok vardı. O uyanana kadar sevdiği ekmeklerden pişirebilirdim, rahat rahat yetişirdi.

Benim telefonum servis dışı olduğu için Pamir'in telefonunu aldım. Yüzümde ufak bir tebessümle telefona baktım. Benim 2 sene önce uçuruma gittiğim tarihi şifresi yapmıştı. Bildiğim şifreyi girip internetten ekmeğin tarifini açtım. Ekmeği hızlıca yapıp diğer kahvaltılıkları çıkardım ve masayı kurdum.

Pamir'in uyanma saati gelmişti. Odaya çıktım, Pamir bıraktığım gibi uyuyordu. Elimi çıplak omzuna koyup ensesine hafif bir öpücük bıraktım.

"Aşkım hadi uyan."

"Çisil biraz daha." diye mırıldanıp benden uzaklaştı. Geri çekilip ellerimi belime koydum. Nasıl uyandırabilirdim?

Aniden dişlerimi sırtına geçirip hafifçe ısırdım. Canı acımamıştı ama uykusu dağılmıştı.

"Ne oluyor ya?"

Yanağını öptüm. "Hadi kalk uykucu, kahvaltı hazır."

Belimden tutup yatağa düşürdü beni. Sonra da üstüme uzandı.

"Ben kahvaltı yerine seni istiyorum. Hadi uyumaya devam edelim."

Ben ne diyorum bu adam ne diyor.

"Hadi kalk, en sevdiğin ekmekten yaptım. Soğumadan yiyelim."

Yanağımı öpüp üstümden kalktı. O banyoya giderken bende mutfağa koştum, nabzım yine yükselmişti.

Pamir gelince hemen kahvaltıya başladık. Pamir ekmeği yerken bende dikkatle ona bakıyordum. Nasıl bulmuştu acaba?

"Nasıl olmuş?"

"Harika, ellerine sağlık." Masanın üstünde boşta duran elimi aldı ve avucuma minik bir öpücük bıraktı.

"Benim sevgilim bana en sevdiğim şeyi yaptıysa bende teşekkür etmek için bir şey yapmalıyım değil mi?"

Yine ne yapacaktı acaba? Tam diyordum ki; bu son nokta, artık daha fazlası olmaz. Sonra kendimi daha mükemmel anların içinde buluyordum. Bu adamın kalbinde olduğum için ne kadar şükretsem azdı.

"Sen kahvaltına devam et, benim dışarı çıkmam gerekiyor. 2 saat olmadan gelirim."

Kalbim kasıldı ama gevşeyemedi, gitmesin benden.

"Gitmesen olmaz mı?" Sesim ister istemez titremişti. Gitmesini, beni burada yalnız bırakmasını istemiyordum. Ya başına bir şey gelirse? O zaman ne yapardım nasıl yaşardım ben?

Pamir endişemi hissetmiş gibi yanıma gelip bana sıkıca sarıldı.

"Endişe edeceğin hiçbir şey yok sevgilim. Sadece ufak bir işim var, halledip geleceğim. Ben gelene kadar televizyon izle. Ev sıcak, üşümezsin." Alnımı öpüp mutfaktan ayrıldı.

Bir kaç dakika sonra Pamir evden çıkmıştı. Arabanın motor sesini duyunca omuzlarım çöktü. Umarım çabuk gelirdi.

Mutfağı toparlayıp salona geçtim, burada televizyon izlemek dışında yapabileceğim bir şey yoktu. Evi gezmeye başladım. Salon gayet sadeydi; L koltuğun önünde kocaman bir tv ünitesi ve büyük ekranlı bir televizyon vardı. Koltuğun arkasındaki kocaman yemek masası harika bir şekilde süslenmişti. Salonun hemen yanında oturma odası tarzı bir oda vardı. Yine burada da salondakine kıyasla daha ufak bir L koltuk vardı. Diğer duvarlar kitaplık ve fotoğraflarla süslenmişti. Kimi çerçevelerde Pamir'in fotoğrafları, kimilerinde ise ünlü ressamların tabloları vardı. Fotoğraflarda gözlerimi gezdirdim, hemen hemen hepsi bildiğim fotoğraflardı. Aşkımı sadece benim bildiğim zamanlar Bora Abi'den gizli onun telefonunu karıştırıp Pamir'in fotoğraflarını kendi telefonuma yolluyordum. Ne delilikti ama!

Onu Kaybedemem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin