Dur lan dur!
Dokuz musun Sarı mısın, açıldı işte yine!
Hayır benim aklımdan geçenler yazılıyor! Baksana şuraya!
Ne bileyim ben neden onun yazdıkları yazmıyor!
Tamam, bak bu mantıklı.
Yazacağım. Tamam, sık boğaz etme insanı! Ne yazacağımı biliyor muyum sanki ben? Ayrıca bence şu arkadaş da deneyebilir tekrar yazmayı. Belki bu sefer başarır.
Efendim?
Haklısın. Evet.
Tamam. Durun bir saniye.
Evet...
Neyse tamam başlıyorum.
Amaaan siktir et konu bütünlüğünü! Yazar mıyım ben lan? Gelişine bir şeyler yazayım işte! Zaten amaç Beyaz'ı güçlendirmek değil mi? En azından bu Sarı Dokuz öyle olacağını düşünüyor.
Pekala... Bu Dokuz denen herif, bir dizi entrikalar çevirerek bizi kaçırdı ve neresi olduğuna dair hiçbir fikrim olmayan bu garip yere getirdi. Söylediğine göre, dilsiz aşıkları Başkan denen herif bulmuş ve zavallıların gözlerini de bağlayarak Azgın denen şeyin içine hapsetmiş.
Çok pardon... Şu an bizim bulunduğumuz yer de Azgınmış zaten. Biz Başkan denen herifin bilmediği bir yerde saklanıyormuşuz sadece. Buraya gelemezmiş. En azından bu dokuz canlı Dokuz öyle iddia ediyor.
Her neyse... İki saattir biz diyip duruyorum. Şu an olduğumuz yerde ben ve Dokuz'dan başka biri daha var. Adı...
Oha! Onun gerçek adını da yazamıyorum buraya.
Beyaz sana ne demişti?
Hah! Yeşil!
Bizimle beraber Yeşil de burada. Evet tamam.
Aslında Pembe'yi kaçırmak üzereymiş Dokuz ama...
Lan tamam Sarı olsun adın. Ne fark eder sanki? Ha Sarı ha Dokuz! Anlamayacak sanki bunu okuyanlar!
Neyse...
Bu Sarı Dokuz Efendi, Pembe denen şahsiyeti de kurtaracakmış ama Başkan'ın adamları şüphelenmiş ve peşinden gelmişler. O da yine bin bir sinsi planla, o kadının başkaları tarafından kurtarılmasını sağlamış.
Ne anlatayım daha bilmiyorum ki!
Siz söyleyin de ben yazayım bari buraya.
Evet... Yeşil Hanım olan biten hiçbir şeye inanamıyormuş.
Zaten bu zavallı kız geldiğimizden beri ya ağlıyor ya da her şeyin şaka olduğunu düşünüp deli deli gülüyor. Bu telefona zihin gücüyle yazma işini gördükten sonra ise iyice suskunlaştı. Sanırım kendini rüyada falan sanıyor. Belki de artık inandı. Hayırlısı bakalım.
Sarı Dokuz ise bir şey anlatmadan önce yüz sefer düşünüyor. Şimdi de ağzındaki baklayı çıkaracak inşallah.
Dökül bakalım sinsi Dokuz. Neler dönüyor o sarı kafanın içinde.
Hmm.
Tamam.
Hmm...
Neyse bunları buraya yazmasak da olur.
Kusura bakma ama eğer Beyaz yaşıyorsa ya da geri dönecekse, ondan ölesiye etkilenen tek kişinin ben olduğumu sanmasını tercih ederim.
Hay ağzıma sıçayım! Neyse ama detay yok en azından!
Hadi be Beyaz! Al yine telefonu kontrolüne. Yazacak şey bulamıyorum yeminle! Aklımdan ne geçerse buraya akıyor. Bu herifin söylediklerini istemeden yazacağım diye korkuyorum.
Bize ne onun yaşadıklarından, değil mi ama beyaz çikolatam? Zaten Başkan denen iblisin soyundan bu herif belli. Güven olmaz bunlara. Bir sürü saçma sapan güçleri var şeytanın tohumunun. Gelmiş bir de neler anlatıyor. Seni gördüğü anda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(2)Ver o telefonu bana Arman! Zor kullanarak almak istemiyorum senden!
FantasyTELEFONA İHTİYACIN YOK! Evet var! Her geçen gün gücüm azalıyor ve güçlenmek için o aşağılık diyarla bağ kurmam gerektiğini biliyorum! ORAYA TEKRAR GİTMEK ZORUNDASIN BEYAZ. Hayır! Telefonu alırsam bu bana planladıklarımı yapacak kadar zaman kazandırı...