☠️25☠️ Işık Diyarı ve Son Kale

589 24 715
                                    

Aynı anda birçok açıdan görüyordum Işık Dıyar'ını. Yardımcılarımın hepsini tek tek izleyebiliyordum. Hepsinin içinde ben vardım ve yüzlerindeki mimikler bana aitti. Şaşkınlık ve özlemin aynı oranda harmanlanarak oluşturduğu tarifsiz mimiklerim... Öfkemi benden söküp alan, eve dönmüşüm hissi yaratan o demir parmaklıklar... Mutlu muydum, hüzünlü mü, yoksa öfkeli mi? Ne hissettiğimden asla emin değildim.

Şu an bile değilim.

"Ben oraya mı aitim?" diye geçirdim içimden. Peki ya içimdeki asla dolduramadığım o boşluk... Gerçek dünyada gömdüğüm gerçek bedenime ait olan hayatım... Hiçbir ayrıntısını hatırlamadığım ama hissedebildiğim o anılarıma ne olacaktı? "Hayır! Ben burada değilim!" diye geçirdim bu kez içimden. "İçimdeki Kırmızı'ya ait güç sayesinde Büşra'nın kelebeği ile bağ kurdum ama..."

Kendimle hesaplaşmam yarım kaldı çünkü aniden onu farkettim. emredemir00 'i... Demir parmaklıkların üzerine yığılmıştı ve acı içinde kıvranıyordu. Yanına gitmek istedim ama hareket ettiğim anda tüm yardımcılar kıpırdadı. Hepsini birden yürüterek oradan çıkaramazdım. Önce Emre'ye yardım etmeliydim. Sonra onları telekinezi ile dışarı çıkarabilirdim.

Kararım doğrultusunda derhal harekete geçtim ve Emre'ye en yakın olan yardımcımın gözlerine konsantre oldum. Elimi kaldırarak "Aç gözünü!" dedim yavaşça. Kendi sesimdi! Hepsi aynı anda konuşmuştu ve her birinin ağzından benim sesim çıkmıştı. Orada değildim ama onların bedenleri ile konuşabiliyor ve duyabiliyordum. Birkaç saniye hareket dahi etmeden bekledim ama Emre'den hiçbir yanıt gelmediğini fark edince tekrar seslendim. "Aç gözünü Emre!" Bu kez sesim çok daha güçlü çıkmıştı. Her birinin ağzından benim tonumda, benim vurgumla çıkıyordu sesim. Sanki aynı anda her yerdeydim.

Şaşkınlığım ve içimdeki heyecan her saniye artıyordu. Orada olmadığıma emindim ama yine de onları kullanabiliyordum. Onları hissedebiliyordum. İçlerindeki gücü, her birine ait olan o eşsiz gücü kendime aitmiş gibi hissedebiliyordum. Bu sayede Emre'yi kurtarabilirdim. Acı çekmesine neden olan şey her ne ise, onu ortadan kaldırabilirdim. İçinde bulunduğum bedenler sayesinde, orada her şeyi yapabilirdim. Sadece gözlerini açıp bana bakması yetecekti. Bunu biliyordum.

Derin bir nefes alarak bana ait olan tüm gözleri kapadım ve birkaç saniye onların güçlerini sonuna kadar hissetmeye çalıştım. Ardından gözlerimi açtım ve her biri ile Emre'ye odaklandım. "Emre bak bana!" diye seslendim. "Düzeleceksin! Söz veriyorum!"

Bir saniyeliğine haykırışları azalır gibi oldu genç adamın. Bir şeyler düşündüğüne emindim. Bu iyiye işaretti. Ona ulaşmaya başlıyordum. Tüm gücümü topladım ve en etkili sözlerimi haykırdım. "Emre ben Beyaz'ım! Gözlerini aç ve sana yardım etmeme izin ver!"

emredemir00 kendisini zorlayarak açtı gözlerini ve yavaşça beni aradı etrafta. Cismen görmeye çalışıyordu beni. Farkında mıydı bilmiyorum ama acısı azalıyor izlenimi veriyordu bana. Onunla konuşmaya devam etmeliydim. "Ayağa kalk Emre." dedim tüm yardımcılarımın dudakları arasından ve genç adamın ağzı şaşkınlıktan açık kaldı.

O sırada hücrelerde bir başkasının daha sesini duydum. "Şaka!" diye bağırmıştı. Rüvi'ydi! Namıdiğer yeterli_bakiye ... Derhal ona döndüm ve 95busra ile DuyguNurTunc 'u da farkettim. Ve tabii ki IbrahimHalilKaya3 ... Onun sesiyle irkildim ve bana ait olan gözlerle İbrahim'in gözlerinin içine baktım.

(2)Ver o telefonu bana Arman! Zor kullanarak almak istemiyorum senden!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin