Keyifli Okumalar (:
Bu sessizlikte birbirimize öylece bakarken Korhan'ın dudaklarından dökülen sözlerle kalbim yerinden çıkacaktı. Kahverengi gözleri o kadar güzel bakıyordu ki kalbim hızlı attığı için durabilirdi. Bana doğru usulca bir adım attı ve ellerimi tuttu.
"O gül bahçesi ise sensin Beste.." dudaklarım titredi ve ellerini bırakarak ona sıkıca sarıldım. Belime usulca sarıldığında ise gözlerim dolmuştu. Yıllar önce buradan gittiğimde minicik bir kızdım ve aşkın ilk tohumu kalbimde yeşermişti. Şimdi ise o yeşeren tohumun dallarını kucaklıyordum.
"Cahit amcaya buraya geldiğimi söyleyeceğim." Diye mırıldandığımda bedenim titremişti. Gülüyordu. Dudaklarımda bir tebessüm olduğunda ondan ayrılıp kahverengi gözlerine baktım.
"Çıkalım mı?" onunla olduğum için mutluydum ama çukurda olduğum için mutlu değildim. Üzerimizdeki cam her an patlayabilirmiş gibiydi.
"Hadi" dediğinde kapıya doğru ilerledik ve merdivenleri usulca peşinden çıktım.
"Şurada odalar var değil mi?" elimle gösterdiğim yere baktı ve belli belirsiz başını salladı.
"Oraya gitmenin bir önemi yok Beste, önemli olan orasıydı." Eliyle aşağı kısmı gösterirken yanaklarımın içini ısırdım.
"Görmek istiyorum." Pes etmeyeceğimi anlamış olacak ki odaların olduğu koridoru gösterdi. Bu sefer önden giden bendim. İlerlediğimde bazı kapılarda isim yazıyordu. Cosa, Kara, Araf ve tabi ki Korhan'ın adı vardı. Araf abinin odasını es geçip Korhan'ın odasının kapısının önüne geldiğimde eski kapıya şöyle bir baktım. Üzerindeki bazı yerleri kırılmıştı, zaten o kadar eski bir kapıydı ki dokunsam elimde kalabilirdi. Kapı kolunu usulca tuttum ve kapıyı açtığımda karanlık bir oda beni karşıladı. Bir adım attığımda ise Korhan uzanarak kapının hemen yanındaki düğmeye bastığında odada çok cılız bir ses yankılanmıştı. Gözlerimin ışığa alışması için birkaç kez kırptım ve odaya adımımı attım. Öyle büyütülecek bir şeyi yoktu. Eski püskü birkaç sandalye ve masa vardı. Odanın içine bir adım daha attığımda köşedeki ikili koltuk gözüme çarpmıştı. Adımlarımı oraya yönlendirdiğimde sesi kulaklarıma doldu.
"Kendimi kaybedecek kadar dayak yediğimde orada sızardım." Bu cümlesi ile içim sızlarken artık yüzü soyulmuş olan koltuğa hafifçe dokundum. Gözlerimi koltuktan alıp tekrar ona çevirdiğimde duvara yaslanmış ve kollarını birleştirmiş bir şekilde bana bakıyordu. Gülümsedim ve yanına ilerledim.
"Acı çekmiş olman beni üzüyor."
"Bunların hepsi geçti artık Beste, üzüme."
"Biliyorum ama yine de içim buruluyor." Ona yaklaştım ve uzanarak elimi tuttu. Ardından da ışığı kapatıp odayı öylece ardımızda bırakarak koridora çıktık.
"Burası öylece kalacak mı?"
"Burası yer altında, kimse de bilmiyor. Bilenler ise yıkıldığını düşünüyor, yani kısaca öylece kalacak." Beni çıkışa doğru götürürken aklıma gelen şeyle mırıldandım.
"Beni buraya getirmesi için Elisle anlaşma mı yaptın?"
"Biraz zor oldu. Annenin ne kadar dik başlı olduğundan ve seni evden salmayacağını söylüyordu. Gerçi sende bu durumda annene çekmiş sayılıyorsun."
"Korhan!" dediğimde kahkahası kulaklarımdan içeri süzüldü. Bu belki de ilk defa bu kadar güçlü duyduğum bir kahkahaydı. Sessiz kaldım ve bu anın tadını çıkardım, zaten ben bu anda kaybolurken dışarı çıkmıştık. Rüzgâr bedenlerimize çarparken Korhan'ın elini nedense daha sıkı tutmuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/77372897-288-k681005.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk|Gül Güzeli
Подростковая литератураİki Kitap Bir Arada! Hangisini isterseniz onu okuyun! İki kız düşünün, biri korktuğu aşktan kaçarken diğeri birlikte büyüdüğü adamın her bir cümlesinde kırılan.. Birisinin kalbi yangından kaçarken diğerinin kalbi alevler içinde yanan.. Destina aşık...