Saplantılı Aşk|Gül Güzeli

29|Ayrılık

Keyifli Okumalar (:

Kırdıysa; sessiz kal. Sessizliğinden kırıldığını anlamıyorsa; onsuz kal.

Şems-i Tebrizi

1 ay sonra..

Elimdeki kitabın dizelerini boş ve umutsuz bir şekilde okuyordum. Sanki 1 aylık acı sürecimde yazılmış gibiydi. İçimdeki acıyı nasıl tarif ederdim bilmiyorum ama sözlerin beni anlattığını çok iyi biliyordum. Parmaklarımı dizelerde gezdirip tekrardan okudum. Adam Fawer ne kadar güzel yazmıştı.

Karanlıkta yalnız başına, bir hiçlik, canlı canlı gömülmüş gibi.. Ya da ölü, ölüm böyle bir şey olmalı.. Sonsuza kadar hiçlik: görüntü yok, ses yok, his yok. Sadece boş bir karanlık tek başına..

Derin bir nefes alıp küçük ayracı kitabın arasına koyup usulca kapattım. Elimi şöyle bir kapakta gezdirirken yaşadığım son bir ayı düşündüm.

Kendimde değildim, yemeği ve suyu yaşamımı devam ettirmek için yiyip içiyordum. Gerçi o da şu aralar zorla devam ediyor gibiydi.

"Yine dalmışsın?" Melsa omzuma hafifçe dokunduğunda yerimde zıpladım.

"Ah evet öyle oldu." Ayakucuma otururken bacaklarımı kendime çektim. Hava bugün çok güzeldi ve bende öğle arasında arka bahçedeki çimlere oturup ağaca sırtımı yaslamıştım. Çimlere de yalınayak basarken birazda olsa rahatlıyordum.

"Hasta olacaksın."

"Yok olmam. Hava güneşli, iyi geliyor." Omzu silkip ellerini birbirine birleştirdi.

"Bu sabah Yalgın aradı.." içimden bir titreme geçerken umursamıyormuş gibi yaptım. O da sormayacağımı bildiği için konuşmasına devam etti.

"Hala otelde kalıyormuş. Birde orada arkadaşı vardı Noah Jacob arada onunla görüşüyormuş."

"Noah abi mi? Tanrım Destina abla abime posta koymayacaktın. Boynuzların 80 km öteden görünüyor."

"Beste!" Ne zaman gelip lafa daldığını bilmediğim Bestenin söyledikleri beni şoka sokarken bu sefer tepkisiz kalamamıştım.

"Ne demek bu?"

"Bir şey değil Destina, saçmalıyor."

"Yoo! Noah abi çok yakışıklı ayrıca çok çapkın ben daha şeyinin donunun içinde kaldığını görmedim. Sürekli bir kızla birlikte! Ama gözleri çok güzel yeşil." Kalbime bir sıkıntı çöreklenirken Melsa koluma hafifçe dokundu.

"Yani Noah öyle birisi ama Yalgın seni seviyor, Bestenin dediği gibi bir şey olmayacaktır. Değil mi Beste!"

"Hı hı tabii." Kendi söylediğine bile inanmazken gözümün önüne gelen yaşları iteledim.

"Ne yaparsa yapsın umurumda değil!" kucağımdaki kitabı yan tarafıma koyup diz altı çoraplarımı ve ayakkabılarımı hızlıca giyip onlardan uzaklaştım.

Umurumdaydı, kalbime bir mızrak batırılıyormuş gibiydi! Nasıl umurumda olmazdı ki? Beni nasılda bırakıp gidebilmişti öyle? Karşısında ağlarken, onu sevdiğimi söylerken nasılda acımasızca bakmıştı?

Kalbime güçlü bir ağrı girdiğinde olduğum yerde durup derin bir nefes aldım. Çünkü buna ihtiyacım vardı.

"Destina iyi misin?" Gencer usulca yanıma yaklaşırken başımı sallayıp hafif bir tebessüm etti.

"İyiyim."

"Gel otur şöyle, yüzün bembeyaz gözüküyor." Birkaç adım ötemde ki banka oturduğumda yanımda yerini almıştı.