11|Peri

7.6K 436 45
                                    

Keyifli Okumalar (:

1 Ay sonra..

Destina

"Çok saçma!" Yalgın dibimde söylenirken kaşlarımı çatıp ona baktım. Sürekli homurdanıyordu ve bu da benim canımı sıkıyordu.

"Saçma olan ne?"

"Kızın çocuğu bırakıp gitmesi! Bu nasıl aşk böyle? Hani seviyordu?"

"Kız sevdiği çocuğun iyiliği için bırakıp gidiyor, üzülmesini ve onunla birlikte mahvolmasını istemiyor. Bunun nesi saçma?"

"Eğer gerçekten birbirlerini seviyorsa aradaki engellerin ne önemi var?"

"Yalgın bu bir film ve senin yaşlı teyzeler gibi bu şekil kaptırıp gitmen beni şoklardan şoklara sokuyor!" bu söylediğime sırıtırken oturduğumuz koltukta bana yaklaştı.

"İstersen başka bir şey de yapabiliriz?" dudaklarım kocaman açılırken bu halime kahkaha attı.

"Rezilsin!"

"Sevgilim değil misin?" içime kocaman bir nefes çekerek dışarı üfledim ve oturduğum yerden ayağı kalktım.

"Hayır!" mutfağa ilerlerken arkamdan söyleniyordu.

"Sanki bir gün olmayacaksın." onunla her zamanki gibi başa çıkamamıştım, bu yüzden de cevap verme gereği duymadım. Yalgınla aramız iyiydi fakat onunla bu denli yakın olmak beni bazen geriyordu. Gözlerime bakan mavilikleri bazen ürkünç derecede koyu bir renge dönüyordu ve bu vücudumdaki bütün korku hücrelerini havaya kaldırıyordu. Onu bazen geri çevirdiğim için bana sinirlense de hep sakinliğini koruyordu. Bu bir nebze de olsa içimi rahatlatıyordu, kimseyi kırıp üzmek istemiyordum. Aşk çok hassas bir konuydu ve insanın içini nasıl yakacağını iyi bilirdim. Gerçi benim başıma en başından beri bildiğim şey gelmişti. Daha bu konu hakkında ne söyleyebilirdim?

"Destina? Nerede kaldın?" gözlerimi kapatarak titrek bir nefes aldım. Bir diğer sorunda buydu, yanından iki dakika uzaklaşsam annesini kaybetmiş ördek gibi bağırıyordu.

"İşim var!" bunu söyledikten sonra da ayak seslerini duymuştum. Elime kettle alarak suyu koydum ve düğmesine bastım. Yalgın yüzünden yemek yiyememiştim ve karnım açtı.

"Ne yapıyorsun?"

"Makarna yapacağım." Dudaklarında bir gülümseme olduğunda kaşlarım havalandı.

"Niye gülüyorsun?"

"Hiç." Tüm sinir hücrelerim ayaklanırken sinirlendiğimi anlamış olacak ki arkadaki sandalyeye oturup ayaklarını uzattı.

"Evlendiğimizde de hep makarna mı yiyeceğiz?" bu soruyu o kadar masum sormuştu ki yüzüne öylece bakakaldım.

"Şaka yaptığını var sayarak bir şey demiyorum."

"Deme zaten" diyerek oturduğu yerden kalktı ve içeri gitti. Giderken de bağırmayı ihmal etmemişti.

"Benim makarnam domates soslu olsun! Hem yanında kola var mı?"

"Yalgın, öküz müsün?" içeriden kahkahası yükselirken sinirle mutfaktan çıktım.

"Git al!"

"Peki, karıcım!" ben ona laf yetiştirirken Kettlenın düğmesi atmıştı ve bu yüzden mutfağa geri dönmüştüm. O da evden ayrılırken suyu tencereye boşaltarak ocağın altını yaktım. Aslında geri geldiğinde onu eve almamak vardı ya neyse!

Saplantılı Aşk|Gül GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin