Keyifli Okumalar (:
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma, boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna..
Oğuz Atay
Rüzgâr saçlarımı uçuşturmuş bedenimi Gencer'e sürüklemişti fakat aklımda Yalgının son cümlesi dolanıyordu. Biliyorum, sadece beni korkutmak için bunu söylemişti. Bu yüzden ne kadar korksam da içimde bir o kadar rahattı. Gencer'in yanında durduğumda Yalgın yanımdan geçip gitmişti. Gözlerim onun sırtı ile buluşurken sesi Gencer'in sesi ile kendime geldim.
"Önemli bir konuşmanızı bölmedim değil mi?"
"Hayır! Partinin sıkıcılığından bahsediyorduk." İçim yalan söylediğim için ezilirken eliyle kenarı gösterip ilerlemeye başladı. Onu takip ederken merakla bekliyordum.
"Destina, en son söylediğim şey için senden özür dilemeye geldim." Kaşlarım en son dediği şey ile ilgili çatılırken hatırlatmak istemiş olmalı ki hafifçe gülümsedi.
"Kız arkadaşımın doğum günü hakkında bir iyilik istemiştim."
"Ah evet! Doğru istemiştin. Nasıl oldu doğum günü?" aslında bunu sormak istemiyordum. Demek istediğim şey, pastayı onun suratına geçiren birisi olmadı mı?
"Doğum günü olmadı."
"Neden?"
"Ayrıldık." Bu cümlesinden sonra kalbim son sürat koşarken utanmasam yerimde zıplayabilirdim ama bunun yerine üzülmüş gibi yaparak mırıldandım.
"Ciddi misin? Çok üzüldüm. Peki, neden?" nedeni umurumda falan değildi! Ben tamamen sonuca odaklanmıştım.
"Önemli değil, boş ver."
"Pekâlâ." Bunu üzerine bir şey söylemedim fakat burada olduğumu nereden biliyordu. Meraklı tarafım bunu sorarken gülümsedi.
"Aslında partiye kafa dağıtmaya gelmiştim, seni görünce konuşmak istedim."
"O zaman içeri girelim." Sessiz bir şekilde içeri girdiğimizde Araf başka bir şarkı söylüyordu. Melsa'nın yanına gittiğimizde Gencer'i gördüğü için kısa çaplı bir şok yaşamış ardından da sorgulayıcı bakışlar atmıştı. Kaşlarımı sonra dercesine kaldırırken bir şey yapmadan Araf'ı izlemeye devam etti.
Birkaç dakika sonra şarkı biterken alkışlar havada uçuşmuş ardından da sahneden inmişti. Herkes Araf'ın sesinin ne kadar güzel olduğundan bahsederken bir an kimsenin beklemediği bir şey oldu. Herkes donup kalırken Melsanın olamaz dediğini duydum.
"Annesinin yıllarca pavyonda adamları eğlendirme yeteneği olan sesi, oğluna geçmiş!" işte o an zaman durmuştu. Araf bunu söyleyen kişinin üzerine atılırken Melsa onu engellemek için adım atmıştı. Bahadır onu engellerken Melsa korkuyla Bahadırın eline bakıp ardında ürkekçe konuştu.
"Eğer onu engellemezsek öldürür ve bunu gerçekten yapar!" ardından da kolunu kurtarırken hızlıca Araf'a koşturdu. Ben nefesimi tutmuş ona bakarken bir sorun olmamasını diliyordum.
Melsa
Bu olanlara anlam veremiyordum! Her şey bir anlığına olmuş ve ortalık karışmıştı. Biliyordum, Araf onu yaşatmayacaktı. Hayal teyze onun tek zaafıydı. Etrafta koşuşturarak kaçanlara vurup ilerlerken Bahadır arkamdan bağırıyordu.
"Araf!" beni umursamadan altındaki çocuğu yumruklarken tekrardan bağırdım.
"Kes şunu, öldüreceksin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk|Gül Güzeli
Novela Juvenilİki Kitap Bir Arada! Hangisini isterseniz onu okuyun! İki kız düşünün, biri korktuğu aşktan kaçarken diğeri birlikte büyüdüğü adamın her bir cümlesinde kırılan.. Birisinin kalbi yangından kaçarken diğerinin kalbi alevler içinde yanan.. Destina aşık...