Keyifli Okumalar (:
Dudaklarımdan çıkan hıçkırığa engel olamazken elimdeki mendili yere fırlattım. Kaç saattir ağlıyordum emin değildim, titrek bir nefes aldım. Yeni bir mendil alıp gözyaşlarımı ve burnumu sildiğimde şiş gözlerim acımıştı.
"Ay yemin ediyorum şiştim! Sabahtan beri ağlıyorsun." Buğu sinirle söylenirken omuz silktim sonra da sitemle konuştum.
"Ne yapabilirim? Kalbim acıyor!"
"Başlayacağım senin kalbine, ne yapalım yani Gencer'in âşık olduğu varsa! Sende unutursun gider." Bunu söyledikten sonra gözyaşlarım daha çok akmaya başlamıştı. İçim bu kadar acırken dediğini nasıl yapabilirdim ki?
"Söylemesi kolaydı! Senin başına gelsin de gör." Hem söylenip hem de elimdeki mendili diğerlerinin yanına gönderdim. O bu dediklerimi hiç umursamadı aksine eliyle yerdeki mendilleri gösterip sinirle konuşmaya devam etti.
"Şu yere bak! Mendil mezarlığı resmen, yeter artık kime diyorum Destina!"
Dün Gencer'le yaşadığım olaydan sonra eve gelmiştim. Durumumda pek parlak değildi, saatlerce keder içinde oturmuş sabaha karşıda ağlamaya başlamıştım. Herhalde son beş saattir gözlerim çeşme işlemini görüyordu, emin değildim. Hatta daha fazla bile olabilirdi.
"Ağlamaya devam edersen Yalgını çağıracağım!" Gözlerim kocaman açılırken bana attığı yastığı geri fırlattım.
"Sakın!" birde bu mevzu vardı. Dün akşam karşılaşmıştık fakat bir şey söylemeden yanımdan geçip gitmişti. Bu yaptığına minnettardım, belki yaptığım konuşmayı daha önce yapsaydım uzak dururdu. Bunun için kendime kızarken Buğunun sesini duydum.
"Ne düşünüyorsun?"
"Acımı."
"Of!" o yerinden kalkıp mutfağa doğru ilerlerken bağırdım.
"Bu peçeteler bitti tuvalet kâğıdı rulosu getir!"
Melsa
Bugün günlerden cumartesiydi, güneş ışıklarının odama vurması ile yattığım yerde gerinip kalktım. Kahvaltıdan sonra Destinaya gidecektim. Hızlı bir şekilde lavaboda elimi yüzümü yıkadım ve merdivenlerden zıplayarak indiğimde babam gülümsedi.
"Benim prensesim uyanmış."
"Baba ben ne oluyorum?" Küçük kız kardeşimin alıngan sorusuna herkes kahkaha atarken gidip yanağını öptüm.
"Sen bal arısısın." Ardından da babama sarılırken yanağıma öpücük kondurdu. 50 yaşındaydı fakat hala çok yakışıklıydı.
"Bugün çok mutlusun."
"Baba sende mutlu olsam soruyorsun mutsuz olsam soruyorsun." Annem bu dediğime kahkaha atarken ağzıma salatalık attım. Yalgın masada bakışlarını gezdirdi ardından da mırıldandı.
"Kahvaltı masasında Araf yok ya ondan mutludur." anında yüzüm düşerken babam devreye girdi.
"Bir gün elimde kalacak!"
"Karan!" annem sitemle söylenirken babamın gözlerindeki öfke yerini şefkate bıraktı.
"Bir şey demedim güzelim." Dudaklarımda gülümseme belirirken bir kez daha onların aşkına imrendim. Aralarında sözsüz bakışma geçerken kız kardeşim merakla sordu.
"Bugün ne yapacaksın?"
"Destinaya gideceğim." Babamın bakışları annemden hızla bana dönerken Yalgın onun konuşmasına izin vermeyerek emir verircesine konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantılı Aşk|Gül Güzeli
Ficção Adolescenteİki Kitap Bir Arada! Hangisini isterseniz onu okuyun! İki kız düşünün, biri korktuğu aşktan kaçarken diğeri birlikte büyüdüğü adamın her bir cümlesinde kırılan.. Birisinin kalbi yangından kaçarken diğerinin kalbi alevler içinde yanan.. Destina aşık...