35|Teklif

3.5K 258 34
                                    

Destina

Yalgının teklifiyle büyük bir şok yaşarken kelimeleri unuttuğuma yemin edebilirdim. Büyük bir beklenti ile yüzüme bakıyor bir şey dememi bekliyordu. Daha önceden böyle bir şeyin başıma geleceğini söyleseler güler geçerdim.

"Bir şey demeyecek misin?"

"Ah ben, çok şaşırdım." Bu dediğime güldü.

"Çok uzun zaman kaybettik. Daha fazla ayrı kalmamızın ne anlamı var?" haklıydı, ne diyebilirdim ki?

"Ne zaman peki?"

"Şimdi."

"Şimdi mi? Nasıl?"

"Sen bana güveniyor musun?" başımı olumlu anlamda salladığımda sarılmayı bırakıp göz kırptı.

"O zaman yarını bekle."

--

Ertesi gün sabah Bursa Evlendirme dairesinin önündeydik. Tanrım bu yaptığımız resmen delilikti, annemle babam duysa delirecekti. Ya da sevineceklerdi emin değildim. Yalgın parmaklarını parmaklarıma kilitlerden derin bir nefes aldım.

"Kıyamet kopacak. Tanrım doğru düzgün evlenme teklifi bile etmedin?" olduğu yerde durup bana bakarken tebessüm etti.

"Pekâlâ, nasıl olsa tamam dedin. Aileni evleneceğimize ikna edince ha?" arabaya doğru adım atacağı sırada parmaklarını sıkıca kavradım.

"Hiçbir zaman kabul etmeyecekler, özellikle de annem! İkinize de gittiğiniz için çok ama çok kızgın. Sürekli başkalarıyla görüşmem için buluşma ayarlıyor ama evlenirsek çok kızacaklar mutlu olduğumuzu görünce zorda olsa kabul edeceklerdir. İlk başta söylemeyiz, belki biraz nabız yoklarız, bir şekilde de açıklarız." Mavi gözleri parlarken ellerini yanaklarıma koydu. İçim bu dokunuşu ile titrerken kurumuş dudaklarımı nemlendirdim.

"O gün sana gitme diyebilseydim keşke, içimde öyle bir kırgınlık vardı ki-" cümlemi keserek mırıldandı.

"Biliyorum. Belki bu 7 sene bizim için iyi olmuştur. Büyüdük, fikirlerimiz düşüncelerimiz gelişti. Ergen değiliz, iki yetişkiniz. Ne kadar zaman geçmiş olursa olsun seni sevmekten hiç vazgeçmedim."

"Bende Yalgın"

"O zaman?"

"Hadi evlenelim."

Tekrardan binaya yürüdüğümüzde kalbim heyecandan atıyordu. Her zaman değişik bir biçimde evlenmeyi isterdim, mesela paraşütten atlayarak olabilirdi ya da su altında? Ama bu şekil hiç beklemediğim bir şeydi. Sürgülü kapılar açıldığında sağımıza ve solumuza baktık. Gideceğimiz yönü eliyle gösterdiğinde ince uzun bir koridordan ilerleyip başvuru yapacağımız odaya girdik.

"Merhaba gençler."

"Evlenmeye geldik." Kıkırdadım.

"Başvuru evraklarınız yanınızda mı?" birbirimize baktık. Dakika bir biz gol yemiştik.

"Hayır." Adam bize hafif bir tebessüm edip bir kâğıt uzattı.

"Burada yazılan tüm evrakları getirmeniz gerekli, daha sonra gün vereceğiz." Omuzlarım düşerken Yalgın elimi bırakarak kâğıda baktı ardından da masaya yaklaştı.

"Bu evrakalrı getirdikten sonra hangi güne vereceksiniz?" adam bilgisayara birkaç saniye bakıp hiç beğenmeyeceğimiz bir tarih söyledi.

"Bir hafta sonra!"

"Olmaz." İkimiz aynı anda söylenirken Yalgın ellerini masaya koydu.

"Evlenenlere saygımız sonsuz fakat bizim hemen evlenmemiz lazım."

Saplantılı Aşk|Gül GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin