Keyifli Okumalar 📖
*****<Elli Altıncı Bölüm>*****
........
"Morgda hala. Bugün kaldırılacak."
"Anladım. Başın sağ olsun tekrar."
"Teşekkür ederim."
"Görüşürüz Hakan Bey."
"Görüşürüz."
Hakan Soykıran telefonu cebine koydu ve hastaneye geri girdi. Adamlar kendisini görünce düğmelerini ilikledi. Canı sıkkındı. Uzamış sakallarını kaşıdı ve Mustafa'nın yanına geldi. "Durum ne?"
"Şimdilik bir sorun yok efendim. Her şey hazır sayılır. Sizin emriniz ile kaldıracağız."
"Mezarlık hazır mı?"
"Hazır." Kafasını salladı Hakan Soykıran.
O sırada hastaneye takım elbiseli beş adam girdi. Herkesin dikkatini çekiyorlardı. Yaşlı olan adam danışmanın yanına gitti. "İyi günler. Asrın Soykıran'ın olduğu katı öğrenebilir miyim?"
"Morgda efendim. Eksi ikinci kat."
"Teşekkür ederim." gülümsedi ve adamları ile asansöre yöneldi. Eksi ikinci kata geldiklerinde karanlık koridor bir anda aydınlandı. Her adım attıklarında gittikleri yer aydınlanıyordu. Sağ köşeyi dönünce Hakan Soykıran ve adamlarını gördü. Sert adımları ile yaklaştı. Hakan Soykıran'ın adamları kendisini fark edince öne çıktılar. Çoğu belindeki silaha koymuştu ellerini. Her an bir şey olacakmış gibilerdi.
"Hakan Soykıran?"
Hakan Soykıran ağır hareketlerle kendisine gelen adama baktı. Gözlerini kıstı. Yanındaki adamlara rahat olmalarını söyledi. "Sorun yok."
"Bence de bir sorun yok. Neden telaşlandınız ki?"
"Ne işin var burada Murat?"
"Ne demek ne işin var? Başın sağ olsun demeye geldim."
"Gelmek için burayı mı seçtin?"
"Eh mezarına da uğrayacağım tabiki."
Gülümsedi Hakan Soykıran. Bir cevap vermedi.
"Açıkçası erken ölüm geldi oğlunun başına. Şaşırdım. Ben biraz daha bekler sanıyordum." Dalga geçer gibi bir hali vardı Murat Özdemir'in.
"Bence yakında sana da erken ölüm gelecek gibi."
Kahkaha attı Murat Özdemir. "Aynı oğlun gibisin Hakan. Ama seni daha komik bulmuşumdur.."
"Sana komik başka bir şey daha söyleyeyim. Eğer iki dakika içinde buradan ayrılmazsan adamlarım iki saniyede adamlarını vuracak. Gördüğün gibi gözleri senin üstünde. Zor tutuyorum onları. Özellikle de Mustafa'yı."
Gerçekten dediği gibi Mustafa öfke dolu gözlerle Murat Özdemir'e bakıyordu. Diğer adamlar ellerini belindeki silahlardan çekmişlerdi ama Mustafa çekmemişti. "Cık cık... Ben baş sağlığına geliyorum. Senin yaptığına bak..."
"Sen baş sağlığına gelmiyorsun Özdemir. Sen oğlumun ölümüne sevindiğini belli etmeye geliyorsun."
"Üzüldüm desem yalan olur. Neyse. Cenazede görüşürüz." Son kez Mustafa'ya baktı ve adamlarına işaret edip hastaneden ayrılmak üzere asansöre ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...