İyi Okumalar...
(DÜZENLENMİŞTİR.)
***<Yirmi Altıncı Bölüm>***
"Biliyorum canım. Ama beni anla. Şu an sınav düşüneceğim en son şey."
"Arya. Emin misin? Yani biliyorum sonra da olabilirsin sınavını ama ne bileyim iyisin değil mi?"
"İyim kuzum iyim. Yani iyi olmaya çalışıyorum. Annemler sorarsa ne diyeceğini biliyorsun değil mi?"
"Hayır ne dicem?" Of Melis bir kere de filmlerdeki arkadaşlar gibi olamazsın değil mi?
"Burada evet biliyorum o iş bende demen gerekiyordu" dedi genç kız bıkkın bir ifade ile.
"Ya ne bileyim ben Allah Allah!"
"Tamam bak beni sorarlarsa bilmiyorum hiç haber vermedi. En son iki gün önce falan konuştuk dersin. Nerede olduğunu bilmiyorum de. Tamam mı?"
"Tamam o iş bende"
"Heh tamam. Ben kapatıyorum şimdi."
"Tamam kuzum. Kendine dikkat et."
"Sağ ol. Sen de dikkat et!" dedi ve telefonu tamamen kapatıp siyah komodinin üzerine koydu. Saatlerdir yataktan çıkmamıştı. Telefonunu uzun süre sessize almıştı ve dokunmamıştı. Merak edip aldığında elliden fazla arama vardı. İçlerinden sadece Melis'i arayıp haber vermişti. Tabi ki de ona Asrınla beraber olduğunu söylememişti. Nerede olduğunu öğrenmek için ağzını arasa da bir şey öğrenememişti arkadaşı.
Dün geceki olayı düşünmeye başladı genç kız yattığı yere tekrar yatarak.
'Kural 1. Sana baktığım zaman sen de bana bakacaksın.
Kural 2. Benden başka kimseye gülmeyeceksin.
Kural 3. Seni öptüğüm zaman karşılık vereceksin...'
"Yok ya başka emrin!"
Asrının sözleri kelimesi kelimesine beyninde yankılanıyordu. Şu an saçma şeyler düşündüğünün farkındaydı. Kendine gelmesi lazımdı. Asrın yoktu şu an, duş alsa belki daha iyi hissederdi. Ayağı kalktı. Üzerindeki şeylerin kirli olduğunu görünce giyecek kıyafetinin olmadığını fark etti.
Gözleri Asrının gardırobuna kaydı. Sanırım bir süreliğine onun kıyafetlerine ihtiyacı vardı. Dolaptan gözüne ilk çarpan şeyi, siyah tişört ve siyah eşofman altını aldı.
Banyoya yöneldi. Kapısını kilitleyerek üzerindekileri çıkardı. Ilık suyu açıp duşakabine girdi. Kenarda duran Asrının olduğunu düşündüğü şampuanı aldı. Eline biraz sıkıp tekrar yerine koydu. Saçına sürdüğünde çok geçmeden kokusu burun deliklerine doldu. Asrın gibi kokuyordu.
Karamel...
Vücudunu da yıkayıp durulandıktan sonra üzerine beyaz havluyu geçirdi. Biraz kurulanıp iç çamaşırlarını giydi. Ardından tişörtü ve eşofmanı. Fakat eşofmanı giyer giymez belinden düşüp yere yığılmıştı. Resmen içinde kaybolmuştu. Aynadan tişörte baktı. Dizlerinin bir karış üzerindeydi. Asrın varken böyle durmak mantıklı değildi ama belinden düşen eşofman da fazlasıyla rahatsız ediciydi.
Sonra değiştirmeyi aklının bir köşesine yazdıktan sonra kirli çamaşırlarını bir poşete koydu. Asrının eşofmanını ise kendi dolabına aldığı yere geri koydu.
Esnemesi ile yatağa yattı. Kalın pikeyi üzerine örttü ve gözlerini kapattı. Şu an saat öğleni geçiyordu ama o uyumayı tercih etmişti.
Dünya ise umurunda değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...