Sonundaaaaa...
Büyük Final'e hoş geldiniz...
Gerçekten Siyah'ın finalini yazmak bana inandırıcı gelmiyor. Çünkü bana Siyah hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu. :/
Ben hiçbir zaman Siyah'ın final olacağını düşünmemiştim. Çünkü gerçekten yaşıyordum bu kitabı. Bitmeyecek sanıyordum.
Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi Siyah'ın da bir sonu varmış.
Tamam gözlerim dolmadan siz bölüme geçin bari...
Bu sefer gerçekten kırmızı halı ile karşınızda; Final!!
Keyifli okumalar 📖
-Music: Take Me to Church - Hozier Cover
🖤
*****<FİNAL>*****
Güneşin doğduğu ilk saatte uyandı genç kız. İlk önce gözleri sağ tarafta ki komodin ile buluştu. Birkaç saniye sonra kafasını kaldırdığında hala onun göğsünde yattığını anladı. Biraz geri çekildi ve onun yüzünü inceledi. Kaşları her zamanki gibi çatık değildi. Dudakları düz çizgi halindeydi. Nefesi o kadar düzenliydi ki saatlerce onun nefes alış verişini dinleyebilirdi genç kız. Elini çok sevdiği saçlarına değdirdi. Yumuşacık tutamlar parmaklarının arasından geçerken gülümsedi. Sonra elini çekti ve yanağında gezdirdi. Kirli sakalları eline batarken de gülümsüyordu. Bu sabah ilk kez güne gülümseyerek uyanmıştı. Birazdan buradan gidecek olması gülümsemesini sildi. Birkaç dakika adamı izledikten sonra eğildi ve çenesine küçük bir öpücük kondurdu. Yine aklına geçmişten sahneler geldiğinde gülümsedi. Ayağa kalktı. Beyaz çarşafın üzerinde gördüğü leke ile yutkundu. Kalbi hızlanmaya başladı. Hala derin bir şekilde uyuyan Asrın'a baktı. Derin bir nefes alarak odadan çıktı. Merdivenlerden aşağı inerken düşünceliydi. Bir an mutfağa gidip kahvaltı hazırlamak istedi ama bundan vazgeçti.
Sabahın ilk saatleriydi. Asrın henüz kalkmaz diye düşündü. Eve son kez baktı ve kapıyı açıp çıktı. Kollarını önünde birleştirdi. Motoruna doğru giderken kenarda duran Nazım ile göz göze geldi. Kendisine hala öfkeli gözlerle bakıyordu. Muhtemelen dün onun dediği olmadığı için böyle bakıyordu. Ona gözlerini devirdi ve motoruna bindi. Adama baktı tekrar.
"Alp'e selam söylersin. " dedi ve gaza basarak oradan uzaklaştı. Bilmediği bu yolları bir kez geçtiği için ezberlemişti. Belki de geçtiği o yol çok güzel bir yere çıktığı için de ezberlemiş olabilirdi...
Yarım saat sonra otelin önünde durdu. Şu an peruğu olmadığı için insanlar onu ilk kez görüyordu. Bu yüzden hızlı bir şekilde merdivenlere yöneldi ve koşarak basamakları çıktı. Odasının önüne geldiğinde hızlıca kapıyı açtı ve içeri girdi. Banyoya gidip yüzünü yıkadı. Kafasını kaldırdığında aynada Arya ile göz göze geldi.
"Farkındasın değil mi?" dedi Arya ona.
"Neyin?" dedi Akrep.
"Eski beni sende özledin."
"Kafamdan git yoksa kıracağım bu aynayı." Ondan gözlerini kaçırdı ve lavabonun önünde boş boş durmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Novela JuvenilGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...