İyi Okumalar ^^
Medya: Asrın SOYKIRAN
(DÜZENLENMİŞTİR)
*******<Sekizinci Bölüm>********
Şu sıralar radyoda çalan şarkılar diline dolanıyordu genç kızın. Sesi güzel değildi ama şarkı söylemeyi seviyordu. Şu an kahvaltı hazırlıyordu ve radyoda çalan şarkıyı bilmese de eşlik etmeye çalışıyordu. Müzikle ilgili olan her şeyi seviyordu... Onu rahatlatıyordu. Ve müzik insanları susturur sözünü hep onaylamıştı genç kız.
Günlerden pazartesiydi ve dersi bitince Sedat'ın çalıştığı şirkete gidecekti. Sırf canı daha fazla yanmasın daha fazla üzülmesin diye Sedat'la çalışmayı değil Asrınla çalışmayı kabul etmişti. Pişman olmak istemiyordu..
Sabah saat 07:30 du. Oyalanmayı bırakıp evden çıkması gerekiyordu. Hiç istemese de gidip Uraz'ı uyandırmalıydı. Annesi sabah altıda işe gitmişti. Haliyle kardeşini uyandırmak kendisine kalmıştı. Çünkü Uraz kendi başına kalkamıyordu. Ya alarm sesi çok yüksek olacaktı ya da biri onu çağıracaktı. Çok derin uykusu vardı.
Ağır adımlarla Uraz'ın odasına ilerlerken nasıl uyandırsa diye düşünmeye başladı Arya. Şu an aklından Çin işkencesi uygulamak geçiyordu.... Ne hayal gücü vardı ama... Resmen çocuğa hayalinde işkenceler çektiriyordu.
Odaya girdiği gibi çıkması bir oldu. Odada inanılmaz bir koku vardı. "Bu ne ya çorapları milattan önce kalma falan mı?"
Burnunu tutarak odaya girdi.. "Urazz!" diye bağırdı ama kimin umurunda? Uraz hala rüyalar aleminde geziyordu.
Yavaş adımlarla yanına ilerledi. Sarıldığı yorganı hızla üzerinden attı. "Uraz!" diye bağırdı ama hala duymuyordu. Arya düşündü ve onu zayıf noktasından vurmayı planladı.
"E yok artık Uraz yani supermanlı baksır mı? Bunu hem Selin hem de Melis görmeli." Hareket olmadığını görünce biraz daha rol yaptı.
"Bakayım ay çok kötü valla. WhatsApp tan ikisine de yollayacağım tepkilerini çok mera...."
"Seni çok fena yaparım bırak onu yerine!!!" sözünü kesmişti Uraz'ın bağırması.
"Kalk kahvaltını yap okula geç kalacaksın!" dedi Arya hiçbir şey olmamış gibi. Numara yaptığını anlayınca sinirle ayağa kalktı. Arkası dönük olan Arya'nın sırtına vurdu.
"Sen görürsün şimdi. Kaçma! Arya!"
O söylenirken evi dört defa dolaşmıştı Arya. Ayağı halıya takılınca düşmüştü. Bunu fırsat bilen Uraz hemen ablasının yanına gitmişti.
"Naber?" dedi Arya masumca sırıtarak. Hala ters ters bakıyordu. Sanki kıza yapacağı o vicdansız işkenceyi düşünüyordu. Arya ise nasıl kurtulacağını düşünüyordu.
"Ne bakıyorsun ya alt tarafı bir şaka yaptım. Kalkmıyordun, ne yapayım yani sende ayı uykusu varsa!"
Sözleriyle daha çok sinirlenmişe benziyordu kardeşi. "Hain bir kızı susturmak için hücum ediyorum" diye bağırdı Uraz.
"Aahh! Uraz çıldırdın mı ne yapıyorsun? Olmaz saçıma dokunma hayır belime tekme de atamasın... Ahh! Kolumu mu ısırdın sen.. ahh!"
Arya acı ile inlerken o işkencesini bitirmiş kalkıyordu. Koluna baktığında burnunu kırıştırdı. Resmen otuz iki dişi koluna çıkmıştı. "Aptal ne yaptığını gördün mü?"
"Ne var? Ne güzel işte şaheserimi arkadaşlarına anlatırsın. Çok yakışıklı kardeşim var onun şaheseri dersin"
"Geç dalganı geç.. Bakalım yakında da öyle dalga geçebilecek misin?" dedi ama aklında herhangi bir plan yoktu sadece korkutmak amaçlı demişti. En azından filmlerde öyle oluyordu. Ve evet Arya çok film izliyordu. Biraz daha oyalanmaya devam ederse okula geç kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...