Hellööö!
Nasılsınız? Ben de iyim..
Bölümlere koyduğum şarkılar umarım hoşunuza gidiyordur. O an ne dinliyorsam veya ne dinlemek istiyorsam onu koyuyorum. ^^
Sizleri seviyoree 🖤
Keyifli okumalar 📖
Multimedya: AVCI
-Music: Seksendört - Yorma
*****<Elli Yedinci Bölüm>*****
İnsan bazen iki türlü acıyı aynı anda çekebilirdi. Bedensel ve ruhsal acı... Fakat terazide ruhsal acı aşağıdaysa bedensel acının bir anlamı kalmıyordu. Çünkü ruhundaki acı diğer türlü acıları yok sayıyordu. Kural buydu. İnsanların yapabileceği bir şey yoktu bu konuda.
Ruhuna bir kere acı düştü mü devamı mutlaka gelirdi. Çünkü ruhun o acıyı isterdi. Ne kadar canın yansa da... Ruhunun o acıya ihtiyacı olur. İleride alışınca seni daha güçlü yapar belki de.
Bir acı bir insanı nasıl güçlü kılar?
O acıya alıştığın için kimse ruhuna yeni bir acı ekleyemez. Eklerse bile sen o acıyı artık nasıl alt edebileceğini bilirsin. İnsanlara ona göre oynarsın. Değişirsin ruhunda ki o acılar sayesinde. Güçlenirsin. Belki de iyi ki dersin o ruhundaki acıyı hissettiğin için. Çünkü seni artık daha çok tanımlanır yapar. Kendine ben buyum diyebilirsin. Ben artık güçlüyüm...
Fakat öyle anlar vardır ki hiçbir acı seni güçlü yapamaz. O anı şu an Arya Özdemir yaşıyordu. Bedeninde ki ruhundaki acıyı geçememişti fakat yine de iki türlü acıyı hissediyordu. Başı hiç olmadığı kadar dönüyor midesi bulanıyordu. Yüreği acıyordu. Kanına karışan ilaç, midesinde ki erimiş ilaç kendisini öldürecekmiş gibiydi. Ve bu acı diğer acılara nazaran daha kötüydü.
Bulanık olan gözlerini kırpıştırdı. Karşısında bacak bacak üzerine atmış olan adama dikti gözlerini. Henüz görüntü netleşememişti fakat tanıdık geliyordu yüz. Yutkundu genç kız. Her yutkunuşunda susuzluğu kat be kat artıyordu. "Ne bakıyorsun bana öyle?" diye sordu karşısında ki adama. Adam ise bir tepki vermedi. "Demir olamayacak kadar tanıdıksın."
Bir süre gözlerini kapattı. Gözlerindeki bulanıklığın gitmesini bekledi. On saniye sonra açtı gözlerini. Biraz daha net görüyordu. Gözlerine değen ela gözler dudaklarının aralanmasına sebep olmuştu. Kalbi hızla atıyordu. Sanki bağlı olduğunu unutmuş gibi kollarını hareket ettirdi ama bu canını yaktı.
"Nasıl?.."
"Nasıl buradayım?" kızın cümlesini tamamladı adam. Gülümsedi. Kendi gülümsemesi kıza da bulaşmıştı.
"Ölüsün sen?" buna inanmadığı için yutkundu. "Yani öyle diyorlar." Kahkaha attı adam.
"Ölü olsam bile benden kurtulamayacağını söylemiştim değil mi?"
"Senden kurtulmak istemiyorum Asrın..."
"Ama görüyorum ki kurtulmuşsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...