*****<Otuz İkinci Bölüm>*****
Genç adam ve kız sakinleşip masalarına doğru yöneldiler. Yemeklerini söylemişler Asrın ve Aryanın gelmesini bekliyorlardı. Birkaç dakikanın ardından hızlı nefesler alan iki genç geldiğinde yemeklerine başlamışlardı.
Yemekten sonra erkekler iş konuşuyordu iki kız ise kendi aralarında muhabbet ediyordu. Arya ise yalnız kalmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu. Hava almak için dışarı çıkmak istedi. Ama Asrın buna izin vermezdi. Ama burada da durup manken gibi hiçbir şey yapmadan öylece oturmak sıkıyordu onu. Elinde telefonu bile yoktu. Ayrıca ayağındaki topuklulardan da nefret etmişti. Yürüyemiyordu bile...
"Tatlım sen neler yapıyorsun?" yanındaki ses yüzünden düşüncelerinden ayrılmış doğrulup kızlara bakmıştı. Ne diyecekti?
"Aa.. ben aslında yeni geldiğim için pek bir şeyle meşgul değilim.." Kızlardan biri erkeklere bakıp duymamaları için kızın kulağına yaklaştı. "Asrın gibi bir kuzenin olduğu için çok şanslısın. O çok yakışıklı" Arya güldü. Keşke beyni de olsa diye düşündü. Bunu sesli söylemeyi çok isterdi ama Asrının onu duyacağından fazlasıyla emindi. Kızlar yine kendi aralarında konuşmaya devam ederken Arya etrafına bakınıyordu. Mekan hoşuna gitmişti ferah bir ortamı vardı. Ama yanında ne zaman Asrın olsa nedense nefes alamıyormuş gibi hissediyordu. Ah! Doğru sonuçta kendisinin Azraili olacağını söylüyordu dimi.
Kapıdan giren tanıdık yüz ile oraya odaklandı Arya. İlk önce dudağının kenarında bir gülümseme belirdi. Sonra o gülümseme Sedat'ın onlara yaklaşması ile daha da büyüdü. Kalbi hızlı hızlı atıyor Sedat'a doğru koşuyordu. Asrın da aynı kişiyi görmüş ama sevinmek yerine kızgın bakışlarını gönderiyordu.
"İyi akşamlar!" Sedat'ın seslenişine ilk karşılık veren Arya olmuştu. "İyi akşamlar." Oysa Sedat Arya'yı daha yeni fark ediyordu. "Arya? Sen de mi burdasın?" Arya sadece kafasını sallamakla yetindi. Gerisini Asrın bey düşünecekti! Sonuçta Sedat adamlara yalan söylediklerini bilmiyordu.
"Peki kimle geldin?" yan tarafına baktı Sedat. "Ha Asrın'la geldin anladım."dediğinde yan tarafa oturmuş konuşmaya dahil olmuştu. Genç kızın içinde bir umut vardı. Sedat'ın onu alıp götüreceğine dair bir umut vardı. Buna inandı. Gitmek istedi Sedatla.
Çalan telefon sesi kızın kulağına tanıdık gelmişti. Bu Sedat'ın telefonuydu. "Affedersiniz!" diyip Aryanın olduğu yan taraftaki boşluğa geçti. Arya istemeden dinliyordu. Çünkü Sedat masadan kalkarken telefona bakıp gülümsüyordu.
"Efendim canım?"
"Evet birtanem iyim. Yarım saat oldu geldiğim. Arya da burada Asrın getirmiş" konuşmadan sonra telefon birkaç saniye sonra kapandı.
Sedat canım diyordu, birtanem diyordu... Kime diyordu? Sedat'ın sevgilisi mi vardı? Arya'nın kalbi sızladı. Asrın'a döndü. "Asrın..." gözleri dolmuştu. "Asrın ben balkona çıkabilir miyim? Hava almam lazım." Asrın gözlerini kıstı. Hızlıca Sedat'a baktı, telefonuna bakıp bir şeyler yazıyor ve gülümsüyordu. Tekrar kıza baktı. "Ağlayacak mısın?" dedi.
"Hayır! Hava almak istiyorum!" Asrın tekrar gözlerini kıstı. Bu hareket yanlışın olduğunda bitersin demekti. Arya anlamış kafasını sallamıştı. Derin nefes alıp ayağı kalktı. Çantasını aldı. "Hava alıp geleceğim izninizle." diyerek masadan ayrıldı. İki kız Arya'nın arkasından bakıyordu. Kız güzeldi. Fiziği de yüzü de güzeldi. Ama bir şeyler hissediyorlardı. Her neyse diyerek konuşmalarına devam ettiler. Arada bir Asrını süzmeyi de unutmadılar. Oysa Asrın onlara bile bakmıyordu.
Balkona ulaştığında kapıyı kapattı. Geniş bir balkondu. Sanki altından yapılmış gibi bir havası vardı. Balkonun sonuna gitti ve demirliklere tutunarak manzarayı izledi. Derin nefesler aldı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Sahi ne olmuştu ki birden kendini kötü hissetmişti? Sedat! Telefonla konuşurken dudağındaki gülümseme hala aklından silinmiyordu. Gözünden bir damla aktı. Sertçe sildi akan damlayı. Sedat kendisinin de burda olduğunu söyleyince birkaç saniye sonra telefonu kapatmışlardı. Bu normalmiydi acaba? Omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...