İYİ OKUMALAR...
Medya: Arya ÖZDEMİR
(DÜZENLENMİŞTİR)
*******<Yedinci Bölüm>*******
"Arya ben çok ciddiyim."
"Tamam dedim anne ya"
"Hani geçiştirmeye falan çalışma. Ben çalışıyorum ama yetmiyor. Senin de çalışman gerek. Anlıyor musun beni?"
"Anlıyorum anne bugün iş bakmaya gidicem."
"Tamam izin veriyorum akşama kadar gez toz ama o işi bul.. İstersen gece bire kadar ara.. Yeter ki bul.."
"Yok artık anne.. Tamam ben bulacağım.."
"Sana güveniyorum" dedi annesi ve elindeki bardak ile odasına çıktı. Çalışmasını istiyordu Arya'nın. Evde çok fazla ihtiyaç oluyordu ve Ayten hanımın aldığı maaş çokta yetmiyordu.
****
"Bakın anlamıyorsunuz hanımefendi! Personel sayımız fazla yer yok yani. Eğer az olsaydı alırdık. Kusura bakmayın sizi alamayız.."
"İyi. Başka iş bulurum ben." diye atarlanıp lokantadan çıktı. Bu üçüncü çıktığı lokantaydı. Ve hiçbiri almıyordu. Ya personel sayısı fazla ya da profesyonel aşçı arıyorlardı. Yani her seferinde yüzü düşmüş bir şekilde lokantadan ayrılıyordu. Lokantada çalışmak kendisine daha cazip gelmişti.
Söylenerek farklı yerlere gitmeye başladı. Taksiye binmiş Nişantaşı'na gelmişti. Ve şimdi de bilmediği yerlere gidiyordu. Kaybolmasa iyiydi. Buraya pek gelmezdi. Hatta sadece bir kere gelmişti.
"Yani bir kişi daha alsalar ne olur.. Dışarı insan taşmaz ya. Tamam, Arya sakin ol bulacaksın iş..."
Kendi kendine konuşurken insanlar ona deliymiş gibi bakıyordu. İnsanları da anlamıyordu genç kız. Kendileri yalnız kalınca sanki hiç sesli konuşmuyorlardı... Şimdi kendisine böyle bakmaları saçma gelmişti.
Karşıdan karşıya geçmek için kaldırımda bekledi. Kırmızı ışık yandı. Ama telefonu çantasına koymakla uğraşıyordu. Telefonu koyunca karşıya geçmeye çalışmıştı ki o sırada yeşil ışık yandı. O an kendi şansına lanet etti. Arabaların arasından karşıya geçmeye çalışıyordu. Tehlikeli olduğunu biliyordu ama sonraki ışığı beklemek istemedi. Ayağını tam karşı kaldırıma koyacağı sırada bir araba ona neredeyse çarpıyordu. Yavaş şekilde bacağına çarpmıştı. Fakat Arya bunu biraz abarttı. Yere düştü ve ayağını ovmaya başladı.
"Nasıl bir ayısın ya offf bacağım" Çaktırmadan arabanın içindekine baktı. Eğilmiş yere düşen bir şeyi almaya çalışıyordu. Yerde sürünerek ön cama tıklattı. Başını kaldırıp baktı. Bu sefer gerçekten şanssız olduğuna inanmıştı Arya.
Asrın sinirle arabadan indi ve kızın yanına geldi.. "Ne yapıyorsun arabamın önünde?"
"Asıl sen ne yapıyorsun geldin bana çarptın! Nereden aldın ehliyeti?!"
"Bağırma lan! Sağır edersin insanı!"
"Kırıldı diyorum ayağım kırıldı.. Bana çarptın diyorum hala bağırma diyorsun!" Elini saçına geçirdi ve yanına çömeldi. Ayağına dokundu. Hafif bir ağrı ile inledi Arya.
"Geri zekâlı!" dedi ve ayağa kalktı.
"Sensin o geri zekâlı! Ayağım kırıldı benim sen hala söyleniyorsun! Kim verdi sana o arabayı geri alsın! Ne biçim sürücüsün sen insan bir yola bakar. Belki bir hayvan geçer belki bir insan geçer ve sen ezersen... Daha dikkatli ols..." Bağırarak sözünü kesti kızın. Arya gerçekten sinirlenince çok konuşuyordu. Ve bunun farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...