İYİ OKUMALAR...
(DÜZENLENMİŞTİR)
****<Yirmi Birinci Bölüm>****
"Umarım herkes tuttuğu notlara çalışmıştır. BAŞARILAR..." Herkes imzasını atarak aldığı sınav kâğıdı ile yerine geçmişti.
Sabah erken uyanamadığından neredeyse sınavı kaçıracaktı Arya. Son dakika da yetişmişti ve şu an nefes nefeseydi. Sınav olacağı sınıfı bile unutmuştu. Final sınavıydı ve başarmak zorundaydı. Eğer ortalamanın altında bir not alırsa... İşte bunu düşünmek bile istemiyordu.
Sıraya geçip de aldığı kâğıdı koydu. Yutkundu ve sorulara göz geçirdi. Daha gördüğü birinci sorudan bile korkmuşken kim bilir diğer 19 soru nasıldı. Ama inanıyordu kendisine başaracaktı.
Fakat ilk sorunun zorluğu ile gözlerini peş peşe kırptı. Sosyal psikoloji dersi en zor derslerdendi. Allah'tan son gün de olsa iyi çalışmıştı.
İkinci sorudan sonrası gelmişti zaten. Zafer ile gülümseyip cevaplarını uzun uzun yazdı.****
Yorgun ve bitkindi genç kız. Sınavdan çıkalı bir saat oldu ve şu an ki dersi boştu. Kafeteryaya indi. Her zaman ki gibi sınıfta uyumak istemiyordu.
Kafeteryaya gelen Saneme takıldı gözü. Suratının asık olduğunu ilk kez görüyordu. Belki sınavı kötü geçmiştir dese de bir sınav için suratını asacağını pek sanmıyordu. Kahvesini alıp Arya'nın karşısında ki masaya oturdu. Genç kızın burada olduğunu bile fark etmemişti. Umursamayıp önüne döndü. Elindeki sıcak çaydan bir yudum aldı. Tekrar Saneme baktığında kendisine bakıyordu.
Kaşlarını çatmış bir şey düşünür gibiydi. Gözlerini devirdi. Emin olmak için etrafına bakındı genç kız. Gerçekten kendisine bakıyordu.
Daha fazla dayanamayıp kafasını ne var anlamında oynattı. Ayağa kalkıp yanına geldi. Sandalye çekti ve oturdu. "Sen kimsin?" sorduğu soruya gözlerini kısarak baktı genç kız. 'Ne demek sen kimsin? Acaba hafızasını mı kaybetti?'
"Bana hafızamı kaybetmişim gibi bakma. Sana senin kim olduğunu sordum. Sen kimsin ki Asrın seni düşünüyor? Yetmezmiş gibi bir de Sedat'a yürüyorsun"
Aşağılayıcı bakışlarını bir kenara fırlattı.
"Ne?" şaşkınlığından olsa gerek sadece bu tepkiyi verebilmişti genç kız. 'Ne demek Asrın seni düşünüyor. Ne demek Sedat'a yürüyorsun? Ben bu kızı neden anlayamıyorum?'
"Asrının beni düşündüğünü nerden çıkardın?" Derin nefes aldı Arya. Sıkılmıştı bu konuşmadan. "Ayrıca Sedat'a falan yürümüyorum ben."
"Asrın ne zaman seni görse sana uzun uzun bakıyor. Artık benimle öpüşmüyor bile." dediği şey ile midesi bulanmaya başladı genç kızın. 'Gerçekten tek derdi öpüşmemek miydi?'
"Sedat'a gelince. Ondan uzak dursan iyi olur."
"Bunun canını sıkacağını pek sanmam. Dışarıda bir sürü erkek var istediğinle öpüşebilirsin. Daha önce yapmadığın şey değil. Ve Asrın beni zerre ilgilendirmiyor. Bana baktığı falan da yok. Saçma saçma konuşmayı kes artık. Sedat ise...seni ilgilendirmiyor. " Uzun konuşmasından sonra yutkundu Arya.
Sanem kızın dediklerini toparladı ve aklına gelen şeyi söyledi. "Bana sürtük mü demeye çalışıyorsun?"
'Hem de altını çizerek.'
"Hayır. Ama istiyorsan diyebilirim." Şu an Sanem'in sinirli olması umurunda değildi. Kendisi gelmiş sataşmıştı. Az önce doğruları söyledi diye de gözleri kızarmış kaşları çatılmıştı Sanem'in, bu durum ise genç kızın istemese de hoşuna gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...