.S. 3

7.8K 198 9
                                    


Multimedya: Melis ACAR

İYİ OKUMALAR...

(DÜZENLENMİŞTİR)

*******<Üçüncü Bölüm>*******

Sevmek zor iştir. Sevilmeyeceğini göze alarak sevmek ise zorun da ötesindedir. Tüm hayatın küçük bir umut parçası ile geçer. Genç kız sevilmeyeceğini göze alarak sevdi. Ve her gününü umut ederek geçirdi. Şimdi ise umutları birer birer denize düşmüş oradan da kalbine düşüp yaralarına denizin tuzlu suyunu basmıştı. Evet, canı yanıyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi acıyordu. Ama şu an evde annesine ve özellikle Uraz'a hiçbir şey çaktırmamaya çalışıyordu. Gülüyordu... Gülmek zorundaydı. Annesinin üzülmesini istemezdi. Babasından sonra çok değişmişti zaten..

Arya daha 6-7 yaşlarındayken babasının öldüğünü söylemişti annesi. Ve Ankara'dan buraya taşındılar. Babasıyla herhangi bir anısını bile hatırlayamıyordu. Yüzü hayal meyal aklındaydı sadece. İstanbul'a geldiklerinde annesi Ayten Hanım bir ay boyunca sessizdi, içine kapanıktı. O zamanlar Uraz 3 yaşındaydı. Doğru düzgün yemek bile yemiyordu Ayten Hanım.

Çocuklarına dediği şey ise hala aklındaydı 'Ben sizin ağlamanıza dayanamam'. Ve o günden sonra annesinin yanında ağlamayacağına söz vermişti Arya. Uraz ile ilişkileri ne kadar abla kardeş ilişkisine benzemiyor olsa da seviyordu onu. Uraz da Aryayı seviyordu bunu biliyordu. Ağladığı zaman yanından ayrılmıyordu. Onu koruyacağını söylüyordu. Ne zaman kendine gelse tekrar kedi köpek gibi oluyorlardı ama bu birbirlerini sevmiyor anlamına gelmezdi..

Şimdi de masada oturmuş akşam yemeği yiyorlardı. Melis gelmişti bu gece arkadaşında kalacaktı. Kalmasının sebebi Aryaydı ama Ayten Hanıma ders çalışacaklarını söylemişlerdi. Uraz için iyi olmuştu Melis'ten hoşlanıyordu. Aslında sevgilisi Selin vardı. Ama şu an o umurunda değildi. Çünkü hayatında Melis kadar güzel birini gördüğünü pek sanmıyordu.

Uraz bugün okulda olan komik olayları anlatıyordu. Arya da herkes gibi gülmeye çalışıyordu. Sadece çalışıyordu...

Melis anlamış olacak ki rahatlatmak amacı ile omzunu sıvazladı. Ona bakarak gülümsedi. Yemeği bitmemişti ama iştahı da yoktu.

"Ben doydum size afiyet olsun" ayaklanınca Uraz laf yapmaya başladı.

"Okulda erkek keseceğine gel burada doğru düzgün ye. Anne bak onun bir derdi var ondan yemek yemiyor."

"Uraz kes sesini. Sadece yorgunum"

"Arya, bir şey mi oldu?"

"Yok, bugün okulda biraz yoruldum da. Yani proje için koşturmaca falan.."

"Peki. Sen dinlen o zaman"

"Eline sağlık Ayten teyze ben de doydum." Melis arkadaşının peşinden odaya gitti. İçeri girer girmez Arya dayanamayıp ağlamaya başladı. Böyle hiçbir şeyi yokmuş gibi davranmak canını acıtıyordu.

"Şştt ağla canım ağla. Rahatlarsın" dedi ve kafasını göğsüne yasladı.

"Melis ben anlamıyorum. Onu sevdiğimi tahmin bile edemedi mi. Neden bana bunu yapıyor?"

"Arya. Canım ben de anlamadım. 4 ay... Peki biz dört ay önce nasıl tanıştık?"

"Ya hani bizim fakülte iş yerlerini tanıtmak için gezdiriyordu ya. Sedatların şirkete geldiğimizde ben sana onu anlatmıştım. Orada tanıştırmıştım sizi."

"O gün yanlışlıkla neredeyse onun üzerine düşecektim son anda tutmuştu. Arya ben özür dilerim keşke o gün hocanın dediği gibi okulda kalsaydım. Gerçekten çok özür dilerim..."

"Şştt sürekli özür dileyip durma bu senin suçun değil." dedi kafasını dizlerine koyarak.

"Bak onun teklifini kesinlikle kabul etmeyeceğim. Hem ondan hoşlanmıyorum bile."

"Büyük konuşma.." dedi Arya gülerek.

"Ne sen delirdin mi? Hoşlansam bile asla onunla çıkmam. Sana bunu yapmam"

Derin bir nefes alıp oturur pozisyona geldi. Gözyaşlarını sildi.

"Melis.. eğer bir gün ondan hoşlanmaya başlarsan... Beni düşünmeni istemiyorum. Onunla sevgili olabilirsin. Onun mutlu olmasını istiyorum. Seninle mutlu olacakmış demek ki. O yüzden bir gün ondan hoşlanırsan ona git. İkinizde mutlu olmayı hak ediyorsunuz."

"Arya. Sen de mutlu olmayı hak ediyorsun."

"Elbet ben de bir gün mutlu olacağım. Ama ilk önce sen kendine bak."

"Ben ondan hoşlanamam.."

"Sana büyük konuşma diyorum.. Merak etme siz sevgili olursanız ben onu kalbimden de aklımdan da silmiş olacağım."

"Arya bak ben..." sözünü kesti. "Evett şimdi benim şu proje ödevim için bana yardım ediyorsun. Salı günü Filiz hocanın konferansında sunum yapacağım."

"Gelmese miydim acaba" diye düşünceli bir tavır aldı Melis.

"Hiçbir yere kaçamazsın küçük hanım bu projenin yarısını bu akşam bitireceğiz yarısını da Uraz'a yaptıracağım."

"Asla yapmaz."

"Ama sen yapmasını istersen yapar." dedi ve göz kırptı Arya. Aklındaki planı yeni anlamıştı arkadaşı "Ha anladım.. Kesinlikle yapacak siz hiç merak etmeyin Arya hanım.."

****

"Ya yeter Arya uyu artık uyu"

Saat geç olunca proje yapmayı bıraktılar. Zaten yarım sayfa kalmıştı. Diğer üç sayfayı da dediği gibi Uraz'a yaptıracaktı.

Şimdi ise Melis uyumaya çalışıyordu. Çalışıyordu çünkü Arya'nın saçma sapan konuşmaları yüzünden kız bir türlü uyuyamamıştı.

"Melis sence hayalim de Sedatın kalbini hangi renk yapsam?" yine saçma sorularından birini sormuştu. Üzülünce, sinirlenince, kıskanınca çocuk gibi oluyordu. İçinde hala yaşamaya çalışan çocukluğu vardı.

"Bok rengi yap Arya. Uyu artık ya saat 3 e gelecek neredeyse."

"Bok rengi. Tutturdun." deyip ağlamaya başladı.

"Ya neden ağlıyorsun?"

"Bilmem... neden ağlıyorum?" gerçekten neden ağladığını bilmiyordu... Melis'ten yastığı kafasına yiyince susmaya karar verdi. "İyi geceler"

"İyi geceler başımın belası."


*BÖLÜM SONU...*

Çok kısa oldu değil mi )): Bugünlük öyle olsun )):


SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin