İYİ OKUMALAR...
Medya: Asrın SOYKIRAN
(DÜZENLENMİŞTİR)
*****<On İkinci Bölüm>*****
Gök gürültüsü resmen uyan diye bağırıyordu Arya'ya. Sesi dinledi ve yerinden sıçradı. Kendini bildi bileli gök gürültüsünden korkuyordu. Ve şu an peş peşe gök gürlüyordu. Yorganının altına girdi. Hızlı hızlı nefes alıyordu. 20 yaşına az kalmıştı ve şimdiden iki tane fobisi vardı. Klostrofobi ve gök gürültüsü... Dayanılmaz bir korku yaşatıyordu ikisi de kendisine.
Şimdilik gök gürlemesinin sustuğunu fırsat bilerek mutfağa indi. Dolabı açıp soğuk su çıkardı. Bardak gereksinimi duymadan kafaya dikti. Su şişesini dolaba koyup merdivenlerden çıkacağı sırada ardı ardına gök gürledi. Ve genç kız korkudan kıpırdayamadı. Olduğu yere oturdu. Dizlerini kendine çekip elleri ile kulaklarını kapadı. Hala gürlüyordu ve Arya kulaklarını ne kadar sıkı kapatırsa kapatsın net bir şekilde duyuyordu.. Titremeye başladığını fark etti. Tam bitti deyip ellerini kulaklarından çekeceği sırada bir tane daha gök gürledi. Tiz bir çığlık attı. Elleri titriyordu. Gözlerinden ateş gibi gözyaşları akıyordu ama genç kız hissetmiyordu sıcaklığını..
Daha fazla içinde tutamayıp bağırarak ağlamaya başladı. Korkusu kırmızı çizgiye gelmiş hatta aşmıştı bile... Küçükken hayal meyal hatırlıyordu gök gürlediği zaman koşarak annesinin odasına gidip yatağına girerdi. Tam hatırlayamasa da babasının sesini anımsıyordu. Kendi odasına geçmesini rahatsız etmemesini söylüyordu. Gözyaşlarını sildi Arya.
Bu sefer daha sert bir gürleme duyuldu. Sanki gökyüzündeki biri yeryüzündeki birine kızmışta intikam alırcasına, kulakları yırtarcasına bağırıyordu. Hıçkırıklarına karışmış bir çığlık daha attı. Yanında hareketlenme olduğunu hissediyor ama kıpırdayamıyordu. Sonra sıcak bedenin genç kıza sarılışı var... Saçlarını okşuyordu. Hızlanan nefesini yavaşlatmaya çalıştı. Sol tarafına baktığında Uraz olduğunu gördü. Sakinleşmeye çalışarak genç kız da ona sarıldı.
"Şşş!" Öyle sıkı sarılıyordu ki hıçkırıkları geçmişti. Hala gök gürlüyordu ama Arya ağlamıyordu. Korkusu geçiyordu... "Geçti.. Sakin ol!" Uraz'ın yumuşak sesine odaklandı. İyi geliyordu kendisine. Kardeşinin kokusunu içine çekti. Ne kadar küfür etse de arkasından ya da yüzüne, o öz kardeşiydi ve onu çok seviyordu. Saçının teline zarar gelmemesi için elinden geleni yapardı genç kız. Aynı şey kardeşi için de geçerliydi.
Yağmur dinmiş gök gürültüsü kesilmişti. Mayışmış bir şekilde Uraz'dan ayrıldı.
"Koca eşek oldun hala mı?" Dalgasını eksik bırakmıyor yüzüne vuruyordu. Şimdi kim bilir yarın nasıl alay ederdi?
"Elimde olan bir şey değil. Birden oluyor... Birden titremeye başlıyorum, ağlıyorum ve kendimi kulaklarımı koparırcasına çekerken buluyorum!"
"Her neyse! Çişim gelmişti benim. Sende zıbar artık. İstersen gelip ninni söyleyebilirim!"
"Gerek yok!" ayağa kalktı genç kız. Tuvalete yöneliyordu kardeşi. "Uraz!" diyerek durdurdu onu. "İyi ki varsın!" dedi gülümseyerek.
"Öhöm! Bir gün pişman olabilirim bunu söylediğime ama..." etrafına baktı. Sanki birileri onları duyabilirmiş gibi bir iki adım attı elini ağzına götürüp sessizce "Sen de iyi ki varsın!" dedi. Yaptığına gülerken derin bir nefes alıp odasına girdi genç kız. Kapısını yavaşça kapatıp yatağına yattı. Mümkünmüş gibi kafasını iyice yastığa gömdü. Yorganı da ağzına kadar çekti.
****
"Bilmiyorum. İstersen arayabilirim." Sedat okula gelmişti. Arya'ya akşam yemeğinin nasıl geçtiğini soruyordu. Şimdi de Melis'i sordu nerede diye. Arya ise onun aslında Melis'i görmek için geldiğini anlamıştı. Bahanesi kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...