.S. 39

3.6K 127 16
                                    

Selamm..  Uzun süre sonra tekrar bir bölüm geldi :D Bu bölüm olaysız geçen bölüme inat birazcık ekşınlı yazıldı :D Umarım beğenirsiniz. Küçük yıldızı doldurmayı unutmayın 😘

Multimedya: Sedat ÇELİK

*****<Otuz Dokuzuncu Bölüm>*****

İstanbul beyazlar içindeyken mutluydu herkes. Sokaklarda okula gitmek yerine kar topu savaşı yapan çocuklar annelerinden azar yemelerine rağmen savaşa devam ediyorlardı. Bir çift göz izliyordu onları gülümseyerek. Onların yerinde olmayı isteyerek...

Okula varmak üzere olduğunu anlayınca arkasına yaslandı genç kız. Bugün günlerden cumaydı. Ne kadar yarın da dersi olsa yine de severdi cuma günlerini. Kendisine uğurlu gibi gelirdi. Şu ana kadar cuma günleri kendini hep mutlu hissetmişti. Ama bugün biraz farklı uyanmıştı. Daha doğrusu uyanamamıştı. Çünkü izlenme korkusundan dolayı koltukta yatmış beli tüm gece ağrımıştı. Daha önceden de kendisini izleyip izlemediğini merak etti Arya. Eğer öyleyse... Tam bir rezillikti.. 'Bu adam beni soyunurken de izledi mi acaba?' 'Çok meraklı senin soyunmana'   iç sesi ile tartışırken araba durdu. Okula vardıklarını anlayınca gözlerini devirdi. Bugün hiç sevmediği dersler vardı. 

Korumaya kısa bir bakış atıp arabadan indi. Çevresindekiler ona bakarken utanıyordu. Kim bilir ne düşünüyorlardı? Sonuçta lüks bir araba ile okula gidip geliyordu... Tanıdık birinin görmesinden korkuyordu. Bu yüzden kafasını aşağı eğerek okula doğru ilerledi. Çabucak sınıfına geçip kimse ile muhatap olmadan yerine oturup uyumak istiyordu. Merdivenlerden çıkarken nefret ettiği sesin kendisine seslendiğini duyunca durmak zorunda kaldı. 

"Günaydın Aryacım!" gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Beş saniye sonra gözlerini açarak arkasına döndü. "Günaydın Sanem." dedi kollarını birbirine bağlayarak. Konuşmanın kısa sürmesini istiyordu. Zaten aynı sınıftaydılar. Bu da ayrı bir dertti...

"Birkaç gündür bakıyorum da.." cümlesini devam ettirmeden önce Aryayı baştan aşağı süzdü. "Pahalı bir araba ile okula gidip geliyorsun. Acaba özel bir şoförün mü var yoksa zengin bir sevgili yaptın da haberim mi yok?"

Arya sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Korktuğu başına gelmişti. "Sanırım şu birkaç gündür peşinden koşan erkekleri bırakıpta beni izleme kararı almışsın"

Sanem de bunun üzerine gülümsedi. "En azından benim peşimden koşan birileri var. Bunu sen de hiç görmedim tatlım." Arya tek kaşını kaldırdı ve gülümseyerek "Ben izin vermediğim için görmedin." dedi. Gülümsemesini bırakıp tekrar merdivenlerden çıkmaya başladı. Arkasında sözünü söyleyememiş sinirli bir Sanem bıraktı. Henüz Melis'i görmemişti. Sınıfına baksa mı diye düşünürken bundan vazgeçti. Kendi sınıfına girerken Koray'ın sesi ile ona döndü. "Selam güzellik." Arya içten bir şekilde gülümseyerek Koray'a karşılık verdi. "Selam yakışıklı." 

"Ah şımartıyorsun beni." dedi Koray bir elini saçlarından geçirerek. "Melis nerede?" diye sordu sonunda Arya. Şu ana kadar onu görmesi gerekirdi. En azından daha önceleri öyle oluyordu. 

"Hangi Melis?" dedi Koray otuz iki diş sırıtarak. "Benim arkadaşım olan. Hani kızıl saçlı. Aynı sınıftasınız." 

"Tamam tamam. Bilmiyorum ben yeni geldim zaten. Şu sıralar pek görmüyorum onu." 

"Evet ben de göremiyorum. Ne oldu acaba?" dedi Arya dudaklarını büzerek. 

"Sen onun en yakın arkadaşı değil misin? Neden bilmiyorsun?" Gözlerini devirdi Arya. Evet yakın arkadaşlardı. Peki neden şu an hiçte öyle değilmiş gibi hissediyordu?

SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin