İYİ OKUMALAR...
*****<Kırk Yedinci Bölüm>*****
Yağmur damlaları sert bir şekilde cama çarparken yüksek ses çıkarıyordu. Bir an genç kızın hoşuna gitmişti yağmur sesini dinlemek. İçindeki korkuyu dindiriyordu en azından. Neler olacağını bilmiyordu. Yanında öfkeli bir şekilde nefes alıp veren adam ise korkutucu görünüyordu karanlıkta. Sadece iki defa bakmıştı adama. Ama o dönüp de bir kere bile bakmamıştı genç kıza. Bu duruma üzülse de korkusuyla girdiği savaşta kazanan her zamanki gibi korku oluyordu. Siyahlar içine girmiş adamın yanında başka bir duyguya yer veremiyordu.
Daha fazla sessiz kalmak istemiyordu Arya. Adamın konuşmasını istiyordu. Sesini duymak istiyordu.
"Camı açabilir miyim biraz?" İç çekti Arya. "Sıcakladım da." Sesi o kadar sessiz çıkmıştı ki adamın duyup duymamasından şüphe etti.
Asrın kızın açmasına izin vermeden kendisi uzanıp açtı. Bir an adamın kokusunu hissedince gülümsedi. Seviyordu bu kokuyu. Alışmıştı.
"Bir şey demeyecek misin?" İşte bu sözden sonra ilk kez kıza baktı Asrın. Kendisine hafif gülümseyerek bakıyordu. Gözlerinde tuhaf bir parıltı vardı ama her an sönecekmiş gibiydi. Önüne döndü Asrın. Sinirliydi. Şimdi yolda konuşmak istemiyordu. Eğer konuşursa sinirden kaza yapacağına emindi. "Peki, ben de susarım." Kollarını birbirine dolayarak cama yaslandı Arya. Adamdan tepki görmeyince gözleri doldu. Ne oluyordu kendisine böyle? Şu sıralar ağlayası geliyordu, her şeye alınıyordu.
Biraz daha cama yapıştı ve vücudunu adama doğru çevirdi. Yan profilini inceledi adamın. Burnu çok güzel görünüyordu. Hafif dolgun dudakları dikkat çekiyordu. İstemeden iç çekti Arya. Dudaklarını ısırdı. Parmakları ile oynamaya başladı. Kalbi hızlanmaya başladı. Bunlar normal değildi. Çaktırmadan elini kalbine koydu. Gittikçe hızlanıyordu. Tuhaf şeyler oluyordu son günlerde kendisine. Elini indirdi ve adamı incelemeye devam etti. Ve fark etti ki ona baktıkça hızlanan kalbine karnında ki kelebekler de eşlik ediyordu. Şaşkınlığından ağzı açılırken elini tekrar kalbine götürdü. Bir anda adam kendisine bakınca afallayarak önüne dönmeye çalıştı ama büktüğü bacağı acıyınca inledi.
"Ne yapıyorsun?"
"Hiç."
Camdan bakmaya devam etti Arya. Az önce ne olmuştu öyle? Fark ettiği o şey de neydi? 'Fazla yoruldun Arya. Dinlenirsen geçecek hepsi.'
Elinden geldiğince kendini teselli etti ve gözlerini kapadı. Uyusa iyi olurdu. Zaman başka türlü geçmezdi...
****
Şiddetli yağan yağmurun sesini duyan genç kız ağır bir hareketle gözlerini açtı. İlk gördüğü tahta bir tavan olunca afalladı ve doğruldu. Yatakta yatıyordu. Nasıl buraya geldiğini bilmiyordu. Bulunduğu odayı incelediğinde her yerin tahtadan olduğu belliydi. Kahverengi büyük bir dolap vardı karşısında. Onun yanında aynalı masa vardı. Büyük bir cam ve hemen bitişiğinde sedir. Asrın ise sedirde oturmuş yağmuru izliyordu.
"Asrın?"
"Hmm."
Yutkundu Arya. "Geldik mi?"
"Bir buçuk saat yol ile mi? Hayır."
"Neresi burası?"
"Dinlenmek için küçük bir kulübe."
"Beni sen mi taşıdın?"
"Evet. Elinde sadece ben varım küçük hanım."
Gözlerini devirdi ve ayağa kalktı Arya. İkilemde kalsa da adamın yanına gitti. Başında dikilmeye devam etti. Aniden ayağa kalkan Asrın ile iki adım geriledi. Adam üstüne üstüne yürüyünce gerilemeye devam etti. Bunun sonunu biliyordu. Duvara yapışacaktı. Ama tahmin ettiği gibi olmadı. Asrın kızı tutmuş yatağa tekrar oturtmuştu. Kendisi de ellerini cebine koymuş kızın başında bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
Teen FictionGökkuşağı denilince akıllarına orada olmayan tek renk 'SİYAH' geliyordu. Neden siyah yoktu gökkuşağında? Dışlanmış mıydı? Yoksa oradaki renklere göre daha karanlık olduğu için mi? Kendisi de siyahın içindeydi. Hayatı hayalleri siyaha boyanmıştı. Ner...