4.1K 309 71
                                    

Işılcığımızı bir görelim dedim ;) Ama nasıl güzel *-*
Anıl biraz kör acaba diye düşünmek serbest mdkdkdkd

Önümde duran malzemelere kısa bir göz atıp telefonumdan açtığım videoya odaklandım.

Bence ben yapardım ama olur muydu orası meçhul işte.

Sabah kahvaltısı yapacaktım ve Hatice teyzeden bir şey gelmediği ilk güne uyanmanın zor olduğunu keşfediyordum. Geldiğim günden beri kadıncağız her gün bana bir şeyler getiriyordu ama ben istememiş, kendim yaparım demiştim.

Hay demez olaydım!

Altı üstü bir omlet yapacaktım güya ama çok karmaşık duruyordu ve sanırım aç kalacaktım. Açtığım videodaki kadın pek de güzel pişirip masaya koymuştu ama ben hâlâ yumurta çırpmakla meşguldüm.

"Umutsuz vakayım cidden ya!"

Yumurtaları çırpıp artık uğraşamayacağımdan tavaya yağ döküp kaptaki yumurtayı da döktüm.

Sanırım yağ kızaracaktı önce ya da önce yumurta mıydı?

Bir süre bekleyip piştiğini düşününce yumurtayı alıp masaya koydum, poşet çayımı da alıp kahvaltımı yapmak için masaya oturdum.

Sonunda.

Karnımı doyurmuş, çayımı içerken çalan kapıyla çayı bırakıp kapıya koşturdum. Adam akıllı spor yapmıyordum, bari koşarak eriteyim yediklerimi hesabıydı benimki.

"Selamünaleyküm Işıl!"

"Ah, merhaba Fahriye teyzecim. İçeri geç, lütfen?"

Fahriye teyze her zamanki gibi kızarık yüzü ve nefes nefese haliyle içeri girince kapıyı kapatıp peşinden ben de içeri geçtim.

"Kızım, bizim evde gün var bugün. Mahalle olarak yapıyoruz, bilirsin belki."

Hiçbir fikrim yok desem teyzem?

"Aaa tabi biliyorum teyzecim, evet?"

Burnum uzamaz inşAllah!

"Heh işte dedim ya bugün bende diye, sen de gel. Hem kaynaşmış olursun komşularla. Oturucağız, yeme içme faslı falan. Bir saate bizde ol tamam mı?"

"Gelirim Fahriye teyze valla iyi de olur çünkü yemekten pek anlamıyorum."

Utana sıkıla söylediklerimle Fahriye teyze gülüp yemeklerle uğraştığını söyleyerek aceleyle çıkmıştı. Ben de yarım kalan çayımı içip etrafı toparladıktan sonra dolabımın başına geçmiştim.

Üstüme misafirliğe gidilecek tipte tatlı mor bir etek ile beyaz t-shirt giyip saçlarımı da salık bırakıp evden çıktım.

Fahriye teyzenin evi benimkine yakın olduğundan hemen varmıştım zaten. Kapıya vardığımda ayakkabı kalabalığı şaşırmama sebep olsa da kalabalığı sevdiğimden umursamayıp zili çaldım.

Kapıyı açan benden bir kaç yaş küçük gözüken, başında siyah bir eşarp olan kız bana gülümseyip içeri aldığında salondan itibaren taburelerde ve yerde oturan bir sürü kadına selam vermiştim.

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin