12°

3.3K 273 37
                                    

Ölmüşüüüüüüm beh bu neeee *-* valla ne olduğunu bilmiyorum ama eminim güzeldir (güzel olmasa bile tatlı olduğu için yerdim mdmsnej)

Elimdeki telefona bakıp sırıtıyordum. Resmen hiçbir şey yapmadan ve uğraşmadan telefon numarasını almıştım.

Tamam, özellikle gelip vermemişti ama sonuçta telefon numarasını artık biliyordum. Sanırım tüm gün bunu düşünüp mutluluktan ölebilirdim.

Büyük ihtimalle.

"Arasam mı acaba?"

Elim arama butonuna gitse de beni aradığına göre numaram onda vardı ve ben rezil olmak istemiyordum. O yüzden saçmalamayı kesip yataktan kalktım ve geç kaldığım işim için hazırlanıp evden çıktım.

Aceleyle üzerime giyidiğim taşlanmış kot, mor t-shirt ve taramayıp topuz yaptığım saçlarımla olabildiğince özensiz görünsem de işe geç kalıp tek iş seçeneğimi kaybetmek istemiyordum.

Koşturarak gittiğim markete aceleyle girip bir kaç müşteriye çarparak kasaya girebilmiştim ama kasada diğer iki çalışanı görünce diğer kısımlara ilerledim.

Depodan girip üzerime kırmızı renkli marketin kıyafetini giydiğimde en kötü bakışlarımı yolluyordum.

Evet, evet kıyafete.

Açıkçası ne kadar iş kıyafeti de olsa biraz daha düzgün bir şey olabilirdi, normal hayatta asla giymezdim.

Kıyafetle yaşadığım saçma anı bir kenara bırakıp gelen müşterilerle ilgilenmeye başladım ama gözlerim yine Anıl'ı arıyordu.

Neredeydi bu?

Tüm marketi gezmiştim ama bulamamıştım hatta diğer çalışanlara da sormuştum. Bugün izin günü de değilmiş. Dudaklarımı büzüp köşeye bir yere çaktırmadan oturdum.

Anıl olmadan buranın da tadı çıkmıyor ki. Ne bileyim iki tersliyor, ters bakışlar atıp sinirle gözlerini falan kapatıyordu ama şimdi bunları yapan biri yoktu. Sanırım alışmak böyle bir şeydi.

Tüm gün markette oradan oraya koşturmuş, verilen işleri yapmaya çalışmıştım ama Anıl olmadan pek de mutlu bir gün geçirememiştim. Ayırca bu kadar kısa bir zamanda ona böylesi alışmam beni biraz korkutmuştu. Sonuçta hayatımıza yeni giren birine kısa sürede alışamazdık.

İçimdeki hislerin hoşlantıyı aşacak kadar büyümemesini umuyordum...

Marketten çıkınca bir süre bekleyip Anıl gelir mi diye düşünmüştüm ama beklenildiği üzere Anıl gelmemiş ve ben tıpış tıpış evime dönmüştüm.

Tabi evde de meraktan delirmiştim. Aslında Fahriye teyzeye gidip küçük bir misafirlik yapabilirdim ama kaç gündür gidip geldiğim için tuhaf kaçabilirdi. Elimi çeneme koyup düşünürken aklıma gelen Gökçe'yle gülümsedim.

Telefon bir kaç çalışta açıldığında Gökçe'nin tatlı sesi kulağımı doldurmuştu.

"Selamünaleyküüüm Işıl abla!"

"Merhaba Gökçe, ne yapıyorsun?"

"Valla annem beni peşine takıp çeyiz alışverişine çıkardı, o kadar bunaldım ki! Abim gibi hasta olup evde oturmayı tercih ederdim. Bu ne böyle ya, valla evlilikten soğudum."

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin