35°

3.2K 273 33
                                    

Ayayya yüzük onlaaaar! Çok şekerler *-* bu arada yüzüklerle ilgili bir anımı anlatmak isterim, bir nişana sırf yemek yemek için davetsiz misafir olarak girdik eşofmanlarımızla sonra adam yüzük merasimi için çağırdı diyo ki; yüksükler takılacak, barnaklarınızı uzatın kskskks o gün bugündür yüksük artık kelime haznemizde işte

Tmm yeter bu kadar boş

Beş ay sonra...

Önümdeki dosyaları incelerken aklım her zamankinden karışıktı. Elimle aradığım dosyayı bir türlü bulamayınca elime masadaki telefonu alıp tuşa bastım.

"Buyrun Işıl Hanım, ne istemiştiniz?"

"Selda son projenin içerik dosyayı neden masamda değil, bugün istemiştim onu."

"Işıl Hanım, o dosyayı incelediniz dün. Hatta eksikler olduğu için bugün onları tamamlasın diye çalışanları gönderdim. Bir sorun mu var?"

Derin bir nefes alıp başımı eğdiğim için önüme düşen saçlarımı alıp geriye ittim. Bir sorun var mıydı? Şu durumda baya büyük bir sorun vardı! Mesela A ile başlayıp L ile biten bir sorun ama adını ağıma almamaya çalışıyorum.

Malum unutma dönemi kendime yardım falan.

"Yok Selda unutmuşum, kolay gelsin sana."

"Size de Işıl Hanım."

Oturduğum yerden kalkıp camlara doğru ilerledim. Beş ay olmuştu. Koskoca beş ay ama ben ne yüzünü görmüş ne sesini duymuştum. Gökçe ile neredeyse her gün konuşuyorduk ama onun hakkında hiçbir şey sormuyordum. Ondan da bahsetmemesini istemiştim.

Kolay olacağını düşünmemiştim kabul ama bu kadar zorlanacağımı da sanmıyordum. Demek ki aşk acısı kolay kolay gitmiyormuş. Sonuçta herkes ilk aşklar kolay unutulmaz derdi.

Yine de iyi gidiyordum. Beş ay boyunca şirketimde işleri rayına oturtmuş epey iş teklifi alıyordum. Üniversiteden ve lisans döneminden arkadaşlarıma yaptığım iş teklifi hepsinden olmasa da çoğundan olumlu yanıt almıştı. Babam ilk başta köpürse de başarımı diğer firmalardan duyup ses etmemişti.

Sonuçta kaç yıldır bu şirket için çabalıyordum ama herkesin bildiği bunu beş ayda yaptığımdı. Ben de daha fazla övüldüğüm için onlara işin aslını söyleme taraftarı değildim.

Övülen biri olup çok konuşularak teklifi alıyordum bunu neden bozayım ki?

Şirketimiz çok büyük bir yapı değildi aksine beş katlı, çoğunu benim tasarladığım camlardan oluşan şirin bir yerdi. Şirketin adını herkes neden soyadım veya adım olmadığını soruyordu ama açıklama yapmıyordum.

Sonuçta herkes şirket adını Lavanta koymuyordu. Lavanta Mimari, bence çok hoş duruyordu ama bir kesim benimle aynı fikirde değildi.

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin