34°

3.1K 283 55
                                    

Kardeşlerime yapmak istediğim ektedir jejsjjww aaaa lütfen ben çok iyi bir ablayım sadece onlar kötü kardeşler :)

Kendini kurtarmada Eylül gibi olun sjjsjsjd

Anıl'dan...

Yatağıma oturmuş kitaplarımdan birini okurken ilk defa odaklanamıyordum. Polisiye kitaplar severdim ve okurken başka şeyler düşünmezdim bile ama bugün olayları bile takip edemiyordum.

Sinirlenerek kitabı yanımdaki çekmeceye bıraktığımda elimi yüzüme bastırıp düşünmemeye çalıştım. Kaç gün olmuştu gideli? Kaç gün olmuştu sarı saçlarını, gülümsemesini, neşeli sesini duymayalı?

"Haramı düşünemezsin Anıl, kendine gel. O senin helalin değil."

Kendi söylediklerimle yumruklarımı sıkıp Selim'in elini tuttuğu görüntüleri aklıma getirdim. Düşünsüğüm kadının kendine haram olanlarla olan sınırsızlığı buna ben de dahilken beni rahatsız ediyordu. Özellikle benim kaç gündür onu düşünüyor olmam daha büyük rahatsızlık sebebiydi.

Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerlediğimde koridordan geçerken Gökçe'nin sinirli gözleriyle karşılaşıp iç çektim. Bir de bu vardı tabi, arkadaşının benim yüzümden gittiğini düşünüp bana kin besleyen kardeşim.

"Yine ne var Gökçe?"

"Kusura bakma mutluluğunu bölüyorum ama insan bir vicdan azabı çeker. Kıza söylediklerin için utanmalısın abi."

"Utanması gereken kişi olduğumu düşünmüyorum bücür, sen de arkadaşına avukatlık yapmayı bırakıp gireceğin sınava çalışabilirsin."

Üniversite bitti diye her şeyden elini çekmesine ne kadar kızsam da Gökçe'nin çalıştığı yoktu. Sanki sınava ben gidecekmişim gibi ders çalıştırsam da uyuklayıp durduğu için bunu da bırakmıştım. Yakında mesleğini yapmak isteyip illaki sınava hazırlanacaktı zaten.

"Konuyu bana çekip suçunu örtbas edemezsin abi, niye durduk yere Işıl ablaya o lafları ettin? Kolay kalp kırmazsın ne oldu?"

"Bir şey olduğu yok, şimdi izin verirsen abdest alacağım."

Yanından geçip giderken ağzının içinden söylenmelerini umursamayıp banyoya girdim. Abdest aldıktan sonra odama geri döndüğümde aklımda hala onun olmasına anlam veremiyordum. Her şeyimiz bu kadar farklıyken en başta tavrımı koymalıydım ama yapmamıştım.

Işıl'da farklı bir şeyler vardı ve nedensizce ona olan tavrımı etkiliyordu. Bu etki iyi mi kötü mü ben de henüz çözemesem de yıllardır dışına çıkmadığım sınırlarımı geçebiliyordu. Kendime koyduğum kuralları bir gülümsemesiyle yıkacaktı sanki ve ben buna engel olamıyordum.

Belki de gitmesi her ikimiz için de iyi olmuştu.

Saate bakıp ders saatimin yaklaştığını görünce sıkıntıyla nefesimi verip üzerimi değiştirdim. Aklım bu kadar doluyken ders anlatmak işkenceydi resmen ama mecburdum. Evden çıkmadan gözüm çapraz eve çarpınca o tarafa döndüm.

Solan lavanta çiçeklerini görünce iç çektim. Sanki gidişi çiçekleri soldurmuştu. Kendime engel olamayıp adımlarımın yönünü değiştirip onun evine doğru ilerledim. Yedek anahtar bende olduğu için kapıyı açıp içeri girdim.

Kapıyı kapattığımda her ne kadar gittiğinden beri günler geçmiş olsa da evde hâlâ onun kokusu vardı. O gün öğretmenler odasında saçlarının lavanta koktuğunu fark etmiştim. İstemsizce derin bir nefes aldığımda başımı iki yana sallayıp silkelendim.

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin