•
Ellerimi suçlu çocuklar gibi önümde bağlayıp bakışlarımı yere dikip gergince beklemeye başladım. Karşı koltukta oturan Gökçe'nin eğlenen suratına ters ters bakıp ona sonra görüşeceğiz bakışları atıp konuşmaya başlayan Fahriye teyzeye döndüm.
"Şimdi anlatım bakalım, nedir bu işin aslı? Mahalleli sizi evlenecek sanıyor, daha sabah Nebahat geldi düğün ne zaman diyor."
Ah Nebahat abla ah, demek Fahriye teyzeye yetiştirdiğin için ben açıkladığımda şekilden şekile girdin. Yaktın beni Nebahat abla, yaktııın!
Ellerimle oynarken Anıl'a yandan bir bakış atsam sa o pek de gergin durmuyordu. Eliyle ensesine gittiğinde ben de Fahriye teyzeye döndüm.
"Öyle bir şey yok teyzem ya, Anıl dün bana yardım etmişti. Nebahat abla da yanlış anlamış herhalde."
Fahriye teyze anlamış gibi başını sallasa da kaşları hâlâ çatıktı. Bir Anıl'a bir bana dönen bakışları bir şeyleri çözmeye çalışıyor gibiydi. Dudaklarımı kemirerek Gökçe'ye bir şey desin diye kaş göz yapsam da o ellerini havaya kaldırıp karışmayacağını belli etti.
"Sadece Nebahat değil ki kızım, mahellenin kızları kaçtır görüyormuş sizi yan yana. Hiç oluyor mu, haydi sen bilmiyorsun ama Anıl sana ne demeli oğlum? Nasıl davranacağını öğretmedim mi ben sana, mahalleyi bilmiyor musun ağızlarında bakla ıslanmıyor."
Geldiğimizden beri ağını açmayan Anıl düşünceli duruyordu. Annesi ona bakınca oflayıp koltuğa yaslandı. Ortaya çıkan ademelması ile yutkunup başka tarafa bakmaya başladığımda Gökçe ile göz göze geldim.
"Havada aşk kokusu var, yanıyorsun Fuat abi!"
Sessizce söylediklerine elimi ağzıma bastırıp gülmemeye çalışarak ortamdaki ciddiyeti korudum. Şu durumda gülsem gerçekten tuhaf kaçardı. Açıkçası gelecekteki kaynanam Fahriye teyze, beni ileride almayabilirdi.
İşi sağlama almak lazım. Ne olur ne olmaz.
"Anne sonra konuşsak biz seninle. Sen bakma millete Işıl doğru söylüyor. Yardım ediyordum, kaç gündür dedikleri de neyse sanki. Karışılıklı evlerde oturuyorz daha bir kaç hafta öncesine kadar aynı işte çalışıyorduk. İllaki karşılaşıyorduk."
"E, oğlum mesafene dikkat etseydin o zaman. Işıl'ın da senin de böyle konuşmalar hoşuna gidiyor mu? Gitmiyor tabi, ben siz yanlış bir şey yaptınız demiyorum. Neyse olanla ölene çağre yok, dikkat edin bundan sonra."
Fahriye teyze bana muhtemelen bu konularda fazla bilgim olmadığını düşündüğünden laf etmiyordu ama Anıl'ın da fazla üzerine gidiyordu. Onun bir suçu da yoktu ki ben yakınlaşmak için dibinde bitip durmuştum.
Her ne kadar Anıl'a karşı bunu kabul etmek istemesem de benim payım daha büyüktü. Tabi Anıl o kadar ters davranmasaydı ona da bunu söyleyebilirdim ama öyle bir tavrı vardı ki kabul edememiştim.
"Fahriye teyze, Anıl'ın bir suçu yok. Ben biraz fazla konuşkanım, sadece sohbet etmek istemiştim ama insanların yanlış anlayacağını düşünemedim. Anıl'a yüklenme bu kadar."
Fahriye teyze gülümseyerek bana baktığında rahatlayarak ben de ona gülümsedim. En azından bir art niyetim olduğunu düşünmemişti. Bana hayal kırıklığı ile baksa ben seni böyle bilmezdim dese ne derdim bilmiyorum.
Galiba benim de korkum buydu, insanların bana hayal kırıklığı ile bakması. Herkesin illa ki olmasından kaçındığı bir şeyler olurdu benim ki de buydu sanırım.
"Tamam neyse, geçti gitti. Yakında bırakırlar konuşmayı etmeyi. Canımızı sıkmayalım daha fazla ama bir an için sevinmedim desem yalan olur. Anıl evlenecek diye öyle çok bekledim ki yine de hayırlısı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta ✓
SpiritualBirbirine zıt iki kalp, birbiri için atabilir mi? Yaşadığı hayattan sıkılan bir kız... İnançlarına sadık bir adam... Yolları ne kadar sıradan bir şekilde kesişse de kalplerini birleştiren sevgi o sıradanlığı bozacak kadar güçlüydü. Peki o sevgi, ara...