46°

2.9K 242 65
                                    

Ben buraya nasıl gelmiştim? Tamam arabaya bindim falan ama gerçekten sekiz ay geçmişti ve ben hâlâ buraya gelebildiğime inanamıyordum. Bir sürü şey atlatmıştık ve en sonunda gerçekten evleniyorduk.

Şaka gibi valla.

"Siz sayın Işıl Karaca, Anıl Toprak ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

"Evet!"

"Siz sayın Anıl Toprak, Işıl Karaca ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?"

"Evet!"

"Ben de sizi karı koca ilan ediyorum."

Yanıma dönüp Anıl'a gülümsediğimde o da bana aynı gülümseme ile bakıyordu. Bakışmamızı bölen Gökçe neredeyse masaya atalayack gibi bir haldeydi.

"Ayağına bas! Kız söz hakkı elden gidiyor, bas çabuk."

Ayağımı kaldırdığım gibi Anıl'ın ayağının üzerine hafifçe bıraktığımda Anıl bana göz kırpıp baan doğru eğildi.

"Kocasına da kıyamazmış."

"Kocam kıymetliyse demek."

Anıl sırıtarak geri çekildiğinde Gökçe olayları anlamlandıramamış olacak ki omuz silkip yanımıza geldi.

"Gelinini öpmeyecek misin abi, zavallı gelin umutla sana bakıyor."

Anıl kaşlarını kaldırıp bana baktığında ben de kaşlarımı kaldırıp aynı şekilde ona baktım. Romantik anlarımızı daha kendi aramızda yaşamamıştık insanlar görsün istemiyordum. Burada ayılıp bayılırım falan rezilliğe gerek yoktu.

Sonra gelin heyecandan bayıldı derler mazAllah.

Anıl ayağa kalkıp beni de kaldırdığında elimi tutup kendiyle beraber beni de salondan çıkardı. Bizimkiler arkada kalırken üzerimdeki beyaz elbise açık havaya çıkar çıkmaz üşümeme sebep olmuştu. Kollarımı bedenime sarıp ısınmaya çalışsam da arabaya biner binmez anca ısınmıştım. Anıl da hızlıca yanıma bindiğinde bana dönüp gülümsedi.

"Demek ciddi manada Işıl Toprak oldum ha, valla soyadını kendimde denerken böyle olacağını düşünmemiştim."

"Soyadımı kendinde mi denedin? Liseli misin sen Işıl?"

"Lisede yapmamıştım bir yapayım dedim, sana ne Anıl! Allah Allah, neyse nereye gidiyoruz?"

"Peki bir şey demedim, nereye gidiyoruz sorusuna cevabım ise evimize. Başka nereye gideceğiz?"

Sen ciddi misin bakışlarımı Anıl'a göndersem de başımı iki yana salladım.

"Odun musun Anıl? Ne bileyim bir romantik etkinlik falan yapardık, neyse eve sür. Benim dizim başlayacak, onu izleriz."

"Yaşlılığın bir gözümde canlanır gibi oldu. Beş dakika önce nikahımız kıyıldı ve sen dizi derdinde misin gerçekten?"

"Sen de eve gitme derdindesin ben bir şey diyor muyum?"

Anıl cevap vermeyip sırıtarak yola devam ettiğinde dilimi damağıma şaklatıp başımı camdan dışarı çevirdim. Bir hafta boyunca her gün annemlere gidip gelmiştim ama ikna olan yoktu. Biz de iki gün önce Halime abla ve Enes ile buraya gelmiştik. Onlar da evimizin yanındaki bir evde kalacaklardı. Balkona çıksam onların balkonuna geçebiliyordum.

Bence biz farklı bir yere gitsek daha mantıklı olurdu ama Anıl okuldan izin alma taraftarı değildi. Ben de medeni bir vatandaş olup eğitime öğretime destek çıkmıştım. Eh biz de yazın bir yerlere giderdik.

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin