44°

2.8K 237 59
                                    

Finale son gün :')

Aynadan kendime bakarken biraz gergindim. Her ne kadar Anıl ile multu olacağıma inansam da evlilik fazla ciddi bir şeydi ve bu kadar yaklaşmış olmak beni heyecanlandırmıştı. Nefes alıp vererek Gökçe'nin bana vereceği haberi bekliyordum.

Üzerimde Gökçe'nin başıma bıraktığını beyaz bir tülbent ve uzun kollu bir hırka vardı. Eşarbın bu kadar yakışacağını düşünmemiştim ama şu an gerçekten güzel gözüküyordum.

Ben kendime hayran bakışlar atarken Gökçe kapıyı tıklatıp içeri girdi. Bana beğendiğini belli eden bir işaret yapıp kolumdan tuttuğu gibi odadan çıkardı. Bence ara ara iletişim kopukluğu yaşıyordu bu kız. Söylese zaten kendim çıkardım?

"Gökçe benim de bacaklarım varya hani, bıraksan yürüyeceğim."

"Aman ben ne yaptığımı biliyor muyum sanki? Hoca geldi ya yüreğim hop oturuyor hop kalkıyor. Birazdan yengem olacak olmana alışamadım, düşüp bayılacağım."

"Yalnız Gökçe, evlenen benim. Biri bayılacaksa o ben olmalıyım. Rolümü almaya çalış bak o zaman ne oluyor valla uyandırır ben bayıltırım seni."

"Merak etme bir şey olursa seni direkt abimin üzerine itiyorum. Anlarsın ya, romantik anlar, bakışma falan. Hazır haram sınırı kalkmışken."

"Of Gökçe!"

Gökçe'yle birbirimizi ite kaka merdivenleri indiğimide salonda herkesin suspus oturup benim gelmemi beklediğini görünce yutkundum. Gökçe beni sırtımdan ittirip Anıl'ın yanındaki boşluğa oturttuğunda gergince gülümseyip bir şeyler okumaya başlayan hocaya odaklandım.

Anıl beni omzuyla dürtüp kendi ellerini işaret ettiğinde ellerimi kaldırıp yapılan duaya katılmaya çalıştım. Halime ablaya bana bunu öğrettiği için daha sonra şükranlarımı sunacaktım.

"Yakup oğlu Anıl, Kemal kızı Işıl ile evlenmeyi kabul ettin mi?"

"Ettim."

Ah canım ciğerim, beni ne güzek kabul ediyor. Galiba ağlayacağım a dostlar.

"Ettin mi?"

"Ettim."

"Ettin mi?"

"Ettim."

"Şey hocam, etmemesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?"

"Nasıl yani kızım?"

"Hocam benim pek bilgim yok kusura bakmayın ama sanki vazgeçirmeye çalışıyorsunuz gibi geldi. Adamı sekiz ayda ikna ettim, çok da şey yapmasanı mı?"

Hocanın garip bakışları üzerimde gezinirken yanlış yorumladığımı anlayıp başımı eğdim. Keşke kendi kendime çıkdırmakla meşgul olacağıma nasıl kıyılacağından bahsederlerken dinlemiş olsaydım.

İnsanları dinlemezsen böyle olur Işıl, aferin sana koskoca hocaya da rezil olmadım demezsin. Bravo.

Hoca aynı soruları bana da sorduğunda hiç sesimi çıkarmayıp sorularını cevapladım. Nikah bittikten sonra hoca gidene kadar kafamı yerden kaldırmamıştım. Fazla uzun beklemiş olacağım gibi herkesin gittiğini anca farkedebilmiştim.

Başımı kaldırıp yan tarafıma baktığımda bana bakan Anıl ile karşılaşıp duraksadım. Gözlerini ne zaman çekeceğini beklerken o gözlerini çekmiyordu. Burada bir değişiklik var ama Allah Allah.

Lavanta ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin