4

439 28 0
                                    

Hyungun diğer arkadaşlarıyla tanışmıştım. ikisi samimi insanlardı, Yoongi ve Taehyung dışında. Yoongi'nin Ağır bir kişiliği vardı. Tamamen beton gibi biri değildi. Ortamda yapılan esprilere gülüp katılıyordu fakat yine de bir ağırlığı vardı. Fakat Tae için aynı şeyi söylemek mümkün değildi. O biraz daha içine kapanık ve melankolik bir tipi vardı. Tamamen siyahlar içindeydi. Zaten kendisi hukuk fakültesine gitmiyordu. Bizim üniversitenin müzik ve güzel sanatlar bölümüne gittiğini öğrenmiştim. Dağınık kahverengi saçları gözleriyle uyum sağlıyordu. Hafif kemikli bir yüze sahipti ve boyu ortalamaydı. Daha güldüğünü görmemiştim...

Ilk başta bizde onlarla salonda oturmuş ve sohbet etmiştik. Şuan onlar Hyung'un odasına geçmişlerdi. Bizde Jungkook ile kaldığımız odaya geçmiş konuşuyorduk. Tae'ye olan bakışları asla dikkatimden kaçmamıştı. Olabilir miydi?

"Tae'ye bakışların neydi öyle?" Joon tabletinden başını kaldırıp gülümsedi.

"Neydi!?"

"Bende sana soruyorum oğlum. Yoksa hoşlanıyor musun?"

"Aklım karışık biraz."

"Kim karıştırıyor aklını?"

"Onun söyledikleri ve davranışları..."

"İtiraf mı ettin yoksa? Ya ne dedi ne yaptı desene?"

"Evet bir bir ay önce itiraf ettim ona. Dedim işte ben senden hoşlanıyorum."

"Eee"

"İşte o da bana düşünmek istiyorum dedi. Bende umutlandım tabii. Birlikte oluruz sanmıştım fakat bana o iltifatı ettikten üç gün sonra bir kadınla öpüşürken gördüm."

"Lan nasıl o da mı bi?"

"Evet."

"Unutabildin mi peki? Pek öyle gibisin a-"

"Unutmaya çalışıyorum ama yapamıyorum. Ben ona itirafta bulunmadan önce iyi anlaşırdık. Şimdi ne evimize geliyor ne benimle konuşuyor."

"Of ne yapsak ki bilemedim"

"Zamana bırakacağız abi."

"Umarım her şey gönlünce olur Kook"

"Umarım Jimin, umarım..."

"AAA bozma ama moralini ya. Hadi kalk dışarı çıkıp biraz gezelim."

"Çok iyi bir fikir. Nereye gideriz ki?"

"Biraz sahil kenarına gidelim sonra bir kafede oturur geliriz."

"Tamamdır. Ben bir duş alayım o zaman. Sende o sırada kıyafetlerini giyin."

"Tamamm." Jungkook temiz iç çamaşır ve havlu alarak odanın içerisindeki banyoya girdi. Bende o sırada dolaba giderek bir kombin yapmaya çalıştım. Hava rüzgarlıydı o yüzden kırmızı bir hırka içine beyaz bir tişört ve altıma da siyah bir Jean giydim. Siyah saçlarımı da ellerimle düzeltmiştim. Uzağı pek iyi göremediğim için 1.75 numaralı gözlüklerimi taktım.

Kısa bir sürede hazırlanıp banyonun kapısını iki kere tıklattım.

"Kanka ben salondayım, haberin olsun."

"TAMAAAM."

***

Jungkook'dan

Duşa kabinden çıkıp banyoda kurulandım. Boxerimi giydim. Iki havlu aldım birini omuzlarıma diğerini ise belime sardım. Jimin'i daha fazla bekletmemek için banyodan çıktım.

Yatağımın üstünde gördüğüm kişi beni şoka uğratmıştı. Tae benim yatağımda uzanmış tam da bana bakıyordu. Yatağımdan kalkarak dibime kadar geldi.

"Görüşmeyeli uzun oldu Jungkook ..."

"ne işim var odamda. Çık dışarı!"

"O kadını kıskandın." alayla konuşuyordu ve benim şuan kafa atmak geçiyordu.

"Ne saçmalıyorsun Tae."

"Bizi o gün o barda gördün diyorum."

"Ee görmüşsem nolmuş?"

"Besbelli aşıksın bana."

"Yanılıyorsun. Hayatımda başka biri var." gülümseyerek söylediğimde yüz ifadesi değişmişti. Kolumdan hızlıca yakalayıp beni kendine çekti. Kolumu fazlasıyla sıkıyordu.

"Eninde sonunda benim olacaksın Jungkook. Bunu sakın aklından çıkarma." bileğimi hızlıca bırakıp odadan ayrılmıştı. Arkasından öylece bakakalmıştım...

Bu adam ayarlarımı bozuyordu. 

NEXT TIME(YOONMIN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin