Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimdeki pizzayı gömerken bir yandan da Tae ve Namu Hyung un saçma sapan muhabbetlerini dinliyordum. Pardon dinliyorduk çünkü sadece onlar konuşuyordu. Sdfgfdsasdfgfdsa
Jungkook yanım oturmuştu ve her göz göze geldiğimizde gözleriyle saçma sapan mimikler yaparak Yoongi'yi ima ediyordu salak asdfghgfdsa
"Ya bu gece bir bara falan mı gitsek?" Namjoon Hyung elindeki içki dolu bardağı iki dikişte bitirerek Tae'yi yanıtladı.
"Of çok iyi olur. Şu derslerden eğlenmeyi bile unuttum."
"Sen ne dersin Jimin?"
"Nedense hiç gidesim yok."
"Niye kanka eğleniriz işte."
"Yok siz gidin." Jungkook bana doğru dönerek kolunu sandalyeme uzattı.
"Biz seninle doğum günümü kutladığım kafeye gidelim. Ne dersin?"
"Ama sende gitmek istiyordun?"
"Jimin seni zorlayacak değiliz. Hem iki gün daha buradayım." Yoongi'ye baktığımda Namjoon hyunga hak verircesine kafasını sallıyordu fakat bana bakmıyordu. Kafasını eğmişti.
"Tamam o zaman biz kafeye gidelim. Sizde bara gidin."
"Bebek gibi davranmayı kes Jimin." Yoongi'nin dediği ile masada ki bütün gözler Yoongi'ye dönmüştü. Yoongi kafasını kaldırıp bana baktı. Bakışları avını bekleyen bir timsah kadar temkinli ve bir o kadar ürperticiydi.
"Jimin çok takma bu salağı içti ondan. Kafası yerinde değil." insanlar hani sarhoşken aklından geçenleri söylerdi ve bunlar hep doğru olurdu.
"Yok. Hadi kalk Jungkook üstümüzü değiştirelim."
"Lan nereye?" Jungkook benimle birlikte ayağa kalkmış ve hızla kolumu yakalamıştı.
"Bara gitmiyor muyuz?" kolumu elinden ayırarak Jungkook'un odasına çıkmak için merdivenleri doğru yürüdüm.
