iyi okumalarr
Seni gördüğüm an vuruldum ben.(Hayat Şarkısı)
Jimin'den
Jungkook merdivenlerden inerken yüzü düşüktü. Ne olduğu anlam verememiştim. Hemen kalkıp yanına gittim. O da merdivenlerden inmiş yanıma gelmişti.
"Ne ol-" Jungkook 'un sarılmasıyla sözüm kesilmişti. Biri bir şey demiş olabilir miydi? Onun sanal çevresi çok iyiydi çünkü. Kollarını benden ayırarak yüzüme bakmaya başladı.
"Ne oldu sana? Betin benzin atmış."
"Jimin ne olur çıkalım bu evden." cevap vermeme zaman kalmadan arkadan Tae gelmişti.
"Aa nereye gençler?" Jungkook Tae'ye nefret ile bakarken ona arkasını dönüp kapıya yöneldi.
"Evde sıkıldık da öyle sahilin oralarda dolaşalım dedik." Tae anladım dercesine gülümseyerek kafasını salladı.
"Bu Joon'a ne olmuş? Ağlıyor gibiydi."
"Bende anlamadım ki öğrenirim birazdan... görüşürüz."
"Görüşürüz Jimin." ismim ancak bu kadar korkutucu şekilde söylenebilirdi. Hemen daha fazla uzatmadan kapıya yönelip kapıyı açtım. Ayakkabılıklardan ayakkabılarımı almayı unutmamıştım. Kapıyı arkama bakmadan kapayıp sokağın başında bekleyen Jungkook'a koşmaya başladım. Yanına ulaştığımda ağlamıyordu fakat göz yaşları kurumuştu. Artık ne olduğunu cidden merak etmiştim.
"Bana ne olduğunu anlatmayacak mısın?"
"Bir şey olduğu yok. Bana gelen bir yorumdan etkilendim sadece."
"Nasıl bir yorummuş o seni bu kadar etkiledi?"
"Görünüşüm, davranışlarım batıyormuş ona... Amaaan boş ver bir şey değil zaten kankacım." dediklerine zerre inanmamıştım fakat söyledikleri doğruysa daha anlatarak üzülmesini istemedim.
"Peki bakalım öyle olsun."
"Önce kafede oturalım mı? Fakülteden tanıştığım bir iki arkadaşım da orada da sen de tanış istiyorum."
"Olur, sen nasıl istersen."
sahil yolundan geçip kafelerin bulunduğu yerlere gelmiştik. Bir iki sokak daha yürüyüp bir kafeye giriş yapmıştık. Aşırı şık ve sade bir kafeydi. Iki katlıydı ve ilk katı kitap kafe tarzındaydı. Ikinci kata çıktığımızda ilk kattan eser yoktu. Herkes arkadaşlarıyla oturup sohbet ediyor bazıları ise tek başına yemek yiyordu.
Jungkook etrafa bakınırken bir elin bize doğru el salladığını gördük. Jungkook elimden tutup beni en arkada ki ve dışarıya doğru bakan masaya götürmüştü. Jungkook baktığımda yüzü gülüyordu. Onun mutlu olması beni de mutlu ediyordu.
"Jungkook selam"
"Selam, nabersiniz bakalım?" o sırada sandalye çekerek yanlarına oturduk.
"Biz iyiyiz, sen nasıl? Bu yanında ki yakışıklı kim?" konuşan kişiye baktığımda uzun koyu kahverengi saçları ve gözleri vardı. Ince dudakları ve küçük bir burnu vardı.
"Jimin ben. Jungkook 'un çocukluk arkadaşıyım."
"Tanıştığımıza memnun oldum. Seulgi ben" elini tanışmak amacıyla uzattığında elini tutup samimi bir şekilde gülümsedim.
"Bende Sehun, memnun oldum" (aklınıza bir idol getirmeyin lütfen!! Bu ismi beğendiğim için yazdım.) Sehun'un sert yüz hatları vardı. Bakmaya çekinirdi insan. Tamam abarttım. Ama bana olan bakışları rahatsız etmişti beni. Gözlerimi ondan çekerek yere eğdim.
"Benimle tokalaşmayacaksın galiba" yüzüne baktığımda elini uzatmış bana bakıyordu. Yüzünde alaycı bir gülümseme vardı. Pot kırmışım gibi elimi hızlıca ona uzattım. Elimi hızlıca yakalayıp sıktı.
Ortamda bir anda gergin hava olurken bende elimi kurtarmaya çalışıyordum. Sehun'a karşı yapay bir gülümseme yolladım. Elini çekmişti. Ellerimi masanın altına sakladım. Sağ elime baktığımda kızarmıştı.
Birden telefonuma gelen mesaja baktım.
0546 XXX XX XX
Ben bu çocuktan hiç haz almadım.
Bilmediğim bir numaraydı. Hızlıca etrafıma bakarken yüzüne aşina olduğum kişiyi görmemle duraksadım.
O gelmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEXT TIME(YOONMIN)
Fanfiction[Tamamlandi.] J: Sen bir psikopatsın! Y: Bilmem... belki de öyleyimdir. 25.07.2021 ANGST Better luck next time